|   | 
  • Kiralık Kalem (Satılık Değil Ama)

    ÇALIŞAN KADINLAR İŞ KADINLARI İŞÇİ KADINLAR (3)

    {NUTİZM VE NUTİSTLER-10}

     

    EYYÜHEL EVLÂD! (EY ÇOCUKLARIM!) Kadın ve iş konusunda bildiklerimi, okuduklarımı aktararak siz çocuklarımı bilgilendirmeye çalışıyorum.  Bu yazımda da [İslam Soru-Cevap] isimli siteden bir alıntı aktaracağım:

     

    YABANCI ERKEK VE KADININ AYNI ORTAMDA BULUNMASINDAN DOĞAN GÜNAHLARI KİM ÜSTLENİR? ERKEK Mİ, YOKSA KADIN MI?

    {Bazı kardeşlerimle, işyerinde yabancı erkek ve kadının aynı ortamda bulunmasının haram olduğu konusunda tartıştığım zaman bana: “Erkek ve kadının aynı ortamda bulunması (çalışması), doğal bir durumdur. Çalışan, erkeğin kendisidir. Ülkemizde iş imkânları kısıtlı olduğu için erkeğin bu işine devam etmesinden dolayı kendisi günahkâr olmaz. Sizden, bu konuda bize detaylı bilgi vermenizi ricâ ediyorum.}

    Yabancı erkek ve kadının işyerinde aynı ortamda bulunmasının, hem erkek, hem de kadın üzerinde kötü sonuçları ve açık zararları vardır. Bu kötü sonuçlardan ve açık zararlardan bazıları şunlardır:

    1. Haram olan kaşılıklı bakışmanın meydana gelmesi. Oysa Allah Teâlâ, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara gözlerini harama bakmaktan esirgemelerini emrederek şöyle buyurmuştur:

    "(Ey Peygamber!) Mü’min kadınlara söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) esirgesinler ve ırzlarını (Allah’ın haram kıldığı şeylerden) korusunlar.Görünen kısmı müstesnâ olmak üzere, zînetlerini (yabancı erkeklere) göstermesinler. Başörtülerini, (başlarından) göğüslerinin üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi (mü’min) kadınları, ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden âilenin kadınına şehvet duymayan (başkalarının yardımına muhtaç olan saf kimseler gibi) tâbi kimseler veya henüz kadınların kadınlık hallerinin farkında olmayan (henüz şehvet duymayan) çocuklardan başkasına (gizli) zînetlerini göstermesinler. (Yolda yürürken) gizlemekte oldukları zînetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü’minler! (Size emretmiş olduğum bu güzel sıfatlara ve övülen hasletlere) toptan Allah'a (itaat etmek sûretiyle) dönün (ve câhiliye toplumunun üzerinde bulunduğu kötü ahlâk ve sıfatları terkedin) ki (dünya ve âhirette) kurtuluşa eresiniz." (Nur Sûresi: 31).

    Cerîr b. Abdullah'tan -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:

    "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e, yabancı bir kadına kasıtsız olarak ani bakış hakkında sordum. Bana, bir daha bakmamamı emretti." (Müslim; hadis no: 2159).

    2. Yabancı erkek ve kadının aynı ortamda bulunması, erkek ile kadının birbirlerine dokunmalarına yol açabilir. Elle tokalaşmak da bu dokunmadan sayılır.

    Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    "Sizden birinizin başına demirden bir iğne batırılması, kendisine helal olmayan (yabancı) bir kadına dokunmasından daha hayırlıdır." (Taberânî ve Beyhakî, Ma'kal b. Yesar'dan rivâyet etmiş, Elbânî de 'Sahîhu'l-Câmi'; hadis no: 5045'de hadis sahihtir, demiştir.)

    3. Yabancı erkek ve kadının aynı ortamda bulunması, erkeğin kadınla başbaşa kalmasına yol açabilir. Bu ise haramdır.

    Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    "Bir erkekle (yabancı) bir kadın başbaşa kalmasın ki onların üçüncüsü şeytan olmasın." (Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de "Sahîhu'l-Câmi'; hadis no: 2165'de hadis sahihtir, demiştir.)

    Başka bir rivâyette şöyle buyurmuştur:

    "Allah'a ve âhiret gününe îmân eden, yanında mahremi olmayan (yabancı) bir kadınla başbaşa kalmasın. Zira onların üçüncüsü şeytan olur." (Ahmed rivâyet etmiş, Hâkim hadisin sahih olduğunu söylemiş, Zehebî ona muvafakat etmiştir. Elbânî de Ğâyetu'l-Merâm; s: 180'de hadisin sahih olduğunu söylemiştir.)

    4. Yabancı erkekle kadının aynı ortamda bulunmasının zararlarından birisi de erkeğin kalbinin kadına tutulmasına ve ona âşık olmasına sebep olabilir veyahut da bunun tersi olabilir. Bu ise, yabancı erkekle kadının aynı ortamda bulunmasının ve uzun süre başbaşa kalmasının sonucunda olur.

    5. Yabancı erkekle kadının aynı ortamda bulunması, âile yuvalarının yıkılmasına ve evlerin harap olmasına yol açar.

    Nitekim nice erkek, kalbi, okuldaki veya işyerindeki kız arkadaşına tutulmasından dolayı evini ihmâl etmiş ve âilesininin yok olmasına sebep olmuştur. Nice kadın da aynı sebepten dolayı kocasını kaybetmiş ve âilesini ihmal etmiştir. Hatta nice boşanma olayı, koca veya kadının haram ilişkileri sonucunda meydana gelmiştir. Bu haram ilişkiye götüren sebep ise, işyerinde yabancı erkek ve kadınının aynı ortamda bulunmasından dolayıdır.

    Bunun içindir ki İslâm şeriatı, bu zararlara götüren yabancı erkek ve kadının aynı ortamda ve birarada bulunmasını haram kılmıştır.

    Nitekim daha önce erkek ve kadının aynı ortamda bulunmasının haram oluşunun delillerini detaylı olarak (1200) nolu sorunun cevabında açıklamıştık.

    Kadın için doğal olan, evinde oturmasıdır.

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    "(Ey Peygamber hanımları!) Evlerinizde oturun (ve ihtiyaç dışında evlerinizden dışarı çıkmayın.) Eski câhiliye kadınlarının açılıp saçıldıkları gibi açılıp-saçılmayın (güzelliğinizi göstermeyin).Namazı dosdoğru kılın, zekâtı (Allah'ın farz kıldığı şekilde hak edene) verin, (emir ve yasaklarında) Allah'a ve Rasûlüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister." (Ahzab Sûresi: 33).

    İbn-i Kesîr -Allah ona rahmet etsin- bu âyet hakkında şöyle demiştir:

    "Yani evlerinizde kalın ve ihtiyaç dışında evlerinizden dışarı çıkmayın."

    Rızık kazanmak ve meslekleri icrâ etmek görevi, ancak erkeklere özeldir (âitttir). Fakat bu, doğal olan durumdur. Kadının buna aykırı hareket etmesi, erkeklerle aynı ortamda bulunması ve aynı işlerde çalışması, açık-saçık dışarı çıkması ve Allah Teâlâ'nın yasakladığı şeyleri işlemesi, bütün bunlar, müslüman erkeğin, Allah -azze ve celle-'nin haram kıldığı şeyleri işlemesini haklı çıkarmaz. Aksine o işinden ve kazancından sorumludur (ve kıyâmet günü onlardan hesaba çekilecektir.)

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    "Herkesin kazandığı, yalnız kendisine aittir. Hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez. Sonunda (kıyâmet günü) hepiniz Rabbinizin huzuruna varacaksınız. O da (dîn konusunda) anlaşmazlığa düştüğünüz şeyi size haber verecektir (bildirecektir)." (En'am Sûresi: 164).

    Müslüman, Allah Teâlâ'nın haram sınırlarını çiğnememekle emrolunmuştur. İnsanlar bu sınırları çiğneseler bile, kendisinin bu sınırları çiğnememesi gerekir. Aksine müslüman, gücü yettiği kadarıyla iyiliği emretmek ve kötülükten alıkoymakla emrolunmuştur. Yoksa insanların kötülüğü (münkeri) işlemeleri, kendisinin de aynı kötülüğe düşmesini ve onu işlemesini haklı çıkarmaz.

    Bu sebeple her müslümana nasihatimiz, kalbini fitnelerden -özellikle de kadının fitnesinden- etkilenmekten uzak tutmaya gayret etmesidir.

    Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- kadının fitnesi hakkında şöyle buyurmuştur:

    "Şüphesiz ki dünya, güzel ve tatlıdır, yumuşak ve sevimlidir. (Renk ve lezzetiyle insanları fitneye düşürür). Allah Teâlâ, kendisine itaat edip-etmediğinizi görmek için sizi dünyada önceki ümmetlere halifeler kılmıştır. Dünyadan (âhirette size yardımcı olacak kadarının fazlasını talep etmekten) sakının. Kadınların hîlesinden de sakının. Zirâ İsrâiloğullarını fitneye düşüren ilk şey, kadınlar olmuştur." (Buhârî ve Müslim).

    Yine, her müslümanın, insanı bir günahtan ondan daha büyük günaha çekmek için şeytanın prensip edindiği bu gibi yerlerden uzak durması gerekir. Şüphesiz olarak inanmamız gerekir ki, kim Allah Teâlâ'ya tevekkül ederse, Allah Teâlâ o kimseye yeter ve kim O'ndan gereği gibi korkarsa, Allah Teâlâ onun için bir çıkış yolu yaratır.

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    "Kim Allah'tan gereği gibi korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu yaratır ve ona hiç ummadığı (hesaplamadığı) yerden rızık verir." (Talak Sûresi: 2-3).

    Bu sebeple müslümanın, erkeklerin kadınlarla aynı ortamda bulunduğu yerlerden uzak bir yerde iş aramaya çalışması ve gayret etmesi gerekir. Eğer bu şekilde bir iş bulamazsa, gücü yettiği kadarıyla Allah Teâlâ'dan korksun. Bu ise, gözünü harama bakmaktan esirgemekle ve ihtiyaç dışında kadınlarla konuşmaktan sakınmakla mümkün olur. Veya konuşmanın karşılıklı gülüşmeye ve şakalaşmaya götürmesinden sakınmakla veyahut da baş başa kalmaktan sakınmakla mümkün olur. Çünkü ateşin başlangıcı, küçük kıvılcımdan olmuştur.

    Allah Teâlâ, kendisinin hoşuna giden ve O'nun hoşnut olduğu amellerde herkesi muvaffak kılsın. Yine de en iyisini Allah Teâlâ bilir.

    (Kaynak: İslam Soru-Cevap Sitesi)

    ANNELİK GÖREVİNİ HER ŞEYİN ÖNÜNE KOYMASI GEREKEN KADININ ZORUNLU DURUMLAR HARİCİNDE İŞ KADINLIĞINA SOYUNMASINA, İŞÇİ YA DA MEMUR KADIN OLMA HEVESİNE hayır. Vesselâm.

     

    R. Serdar Özmilli

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.