|   | 
  • Nurettin Bilgen

    DAHA MODERN BİR CUMHURİYET MÜMKÜN

    Selamların en güzeliyle sizleri selamlıyorum can dostlarım! Geçtiğimiz 29 Ekim 2021 Cuma günü Genç Cumhuriyetimizin 98. yılını kutladık. Cumhuriyetimizin güçlenerek her alanda çağı yakalamış ve faziletli bir hukuk devleti olarak ilelebet payidar olması dileklerimle, Cumhuriyet Bayramınızı kutlarım. 

     

    Cumhuriyet; erdemli ve bilinçli bireylerden oluşan toplumda, seçme ve seçilme hakkının herkesin eşit olarak en doğal hakkı olduğunun kabul edildiği, uygulandığı; halkın özgürce, istediğini seçme hakkı ve seçtiğini denetleme (hesap sorup iktidarı değiştirme) özgürlüğünün bulunduğu idare sistemidir. Modern ve en gelişmiş bir yönetim sistemi olan Cumhuriyet’in temel şartı “Çağdaş hukuk devleti ilkelerine, modern bir anayasaya sahip olması esasıdır.”.  Laiklik veya sosyal devlet ilkeleri de eşitlik ve tarafsızlık anlamında gereklidir.

     

    Devletlerin adında “Cumhuriyet” yazması onun cumhuriyet rejimi ile yönetildiği anlamına gelmez. Adında Cumhuriyet yazmamakla beraber krallık veya emirlik gibi unvanların yer aldığı ama parlamenter sistemi cari bulunan birçok devlet de cumhuriyet rejimini uygulamaktadır. Birleşik Krallık, Belçika Krallığı, Birleşik Arap Emirlikleri gibi onlarca devlet, Parlamento ile yönetilen birer cumhuriyete sahiptir. Ancak adında İran İslam Cumhuriyeti, Pakistan İslam Cumhuriyeti, Afganistan İslam Cumhuriyeti vb. pek çok devlet yönetimi de oligarşik (seçkinci), teokratik hatta monarşik idarelere sahiptir.

     

    Türkiye Cumhuriyeti’mizde de sistem, 98 yıllık süreçte henüz modern bir cumhuriyet kavramına -ne yazık ki- ulaşamamıştır. Bunun pek çok nedeni vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: 

     

    Bunun en başında tarih- kültür bütünlüğü ve bilincinin oluşturulamaması gelmektedir. 3000 yıllık geçmişi ve parlak tarihi ile Türk Kültür ve Tarihi’nin birlikte ele alınamaması, bazı dönemlerinin görmezden gelinmesi. Örneğin Türklerin İslam’la tanışması Karahanlılardan, Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklularına, Osmanlı Devleti’nden Modern Türkiye Cumhuriyeti’ne yani günümüze değin evrensel uygarlık yanında, İslam kültür ve uygarlığına katkıları birlikte ele alınmamıştır. Tarihimizin bazı dönemlerinde yönetime gelenler, dönemsel bazı ideolojik akımların etkisinde kalarak; ileri görüşlü olamayan, Türk ve Müslüman kültürüne ters ve yabancı mensuplarıyla birlikte kültür ve inanç değerlerimizin de aksine idareler oluşturmuşlardır. Bu da gerçek bir cumhuriyet ve demokrasi idaresine geçişimize mani olmuş ve çok geciktirmiştir.

     

    Diğer bir etken dünya üzerinde yaygın olan emperyal ve ideolojik yönetimlerin Ülkemiz üzerinde de emelleri olması ve buna ulaşmak için iç ve dış tuzaklarını kurup işbirlikçilerini yetiştirmeleridir.

     

    Osmanlı Devleti’nin son yıllarında Anadolu’da 350’den fazla yabancı kolejler ve misyoner okulları eğitim veriyordu. Günümüzde de bu sayı farklı olmakla beraber hâlen mevcuttur. Bu okullar Türk milletinin seçkin ve zeki evlatlarını arayıp bulup okutuyor ve idareci olarak başa getiriyorlardı. İdarecilerimizin iyi bir eğitim alması ve en az bir yabancı dili çok iyi konuşması hepimizi mutlu eder.  Fakat idarecilerimiz ile halkımız arasında ortaya çıkan inanç, kültür ve birçok konuda doku uyuşmazlığı, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin birçok anti demokratik yönetim ve darbelere maruz kalmasına sebep olmuştur. 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980 darbeleri halkın oyu ile gelen yönetimi askeri darbeyle cebren uzaklaştırmıştır. 12 Mart 1971 Muhtırası, 28 Şubat1997 Muhtırası ve en son 15 Temmuz 2016 Darbe Kalkışması da Cumhuriyet yönetimimize büyük yaralar açmıştır.

     

    Bütün bunların çözümü; şeffaf, hesap verebilen bir şûra yani parlamenter sisteme sahip olmak ve hukuku tarafsız işletebilmektir. 

     

    Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk dogmalara karşıydı; “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, Türkiye Cumhuriyeti ise ilelebet payidar olacaktır.” derken hem şahsının hem de başka araçların geçici olduğunu, doğma hâline getirilmemesi gerektiğini, fakat Türkiye Cumhuriyeti’mizin çağdaş uygarlıklar düzeyine mutlaka ulaştırılması gereken fazilet rejimi olduğunu ilkeleriyle ortaya koymuştur.

     

    Laiklik ile kültür dünyamız ve yönetim sistemimizin uyum sağlaması konusunda yaşanan zorluklar. Türkiye de yaşayan halkın çoğunluğu inanç olarak İslam inancındadır. Bunun yanında halkımız içinde her din, mezhep ve etnik unsurdan da milyonlarca kişi yaşamaktadır. Laiklik, zaman zaman Müslüman halka zaman zaman da diğer halka inancını özgürce yaşama fırsatı vermeyecek şekilde yorumlandı. İnançlı ailelerin erkek çocukları bazı yönetim kadrolarından dışlanıp alınmazken, kadınlarda da inancını kamuda yaşayamazsın dayatması getirildi. Örneğin ülkemizde inancı gereği başını örten bir kız okumak için okula alınmaz ve memur olamaz iken; aynı okulda başı örtülü bir hizmetçi olarak çalıştırılıyordu. Bu ayırımcılık büyük toplumsal çalkantıları da getirdi. Son yıllarda bu önlendi ancak bunun tersi de yapılmaya başlandı; sınavlarda yüksek puan alanlardan bazıları mülakat ile liste dışı bırakıldılar. Oysa bu ülke hepimizin; “Yukarıda adamım var, güçlü torpilim var!” yerine yeterli bilgim var, diplomam var, yabancı dilim ve tecrübem var dönemini kuramazsak Cumhuriyetimize bir darbe de buradan vurmuş oluruz.

     

    Sevgili dostlar, bu konuya önümüzdeki hafta da kısmet olursa devam edeceğim, Hz. Hüseyin’in Yezid ve Muaviye’ye verdiği anlamlı cevabı da paylaşacağım.

    ***

    RABAT’TA OKYANUS ESİNTİSİNDEYİZ

     

    Rabat, 2 milyona ulaşan nüfusu ile Fas’ın Kuzeybatısında Atlas Okyanusu kıyısında yer alan Başkenti’dir. Tanca’dan otobüsle yola çıkalı 5 saat olmuştu ki otobüsümüzün ön camından Tanca’nın kenar mahalleleri uzaktan görüldü. Bir ay önce Kazablanka’dan Tanca’ya giden trenle Rabat’tan geçmiştim ama inip bu güzel başkenti gezememiştim. Şimdi bu şehri gezecek olmamın heyecanı vardı tüm kalbimde. Otobüsümüz, modern bölünmüş asfalt yollardan şehre girdi ve terminale gelip durdu. Otobüsten inince etrafımda “Seyyare, seyyare” yani “taksi, taksi!” diye seslenen şoförler sardı. Onlardan birisine merkezü’l-medina, (centroum) dedim ve arabaya geçip yola çıktık. 

     

    İlk önce “Old Medina” denilen “Eski Çarşı” ve çevresini gezdim. Burada seyyar makinesi ile şeker kamışını presleyip sıkan suyunu çıkarıp bardağa koyan satıcıya bir bardak şeker kamışı suyu dedim. O da birkaç taze kamış seçti makineye yerleştirdi; makinenin parlak metal oluğundan büyük bir bardağa şeker kamışı akıyordu. Satıcı onun içine biraz da limon sıkıp bana uzattı. Ardından cep telefonu satan dükkânlara gittim, fiyatlar Türkiye’den çok daha ucuzdu. Akıllı telefonumu ilk defa buradan uygun fiyata aldım. 

     

    Bu sırada, Eski Çarşı’da yer alan tarihi bir camiden cuma ezanı okunmaya başlamıştı. Ben seferi de olsam burada cuma namazını kılmalıydım ve camiye gittim. İmam uzunca bir hutbe okudu, güzel sesiyle müezzin kamet etti, cumanın farzını kılıp tekrar çarşıya döndüm. Buradan otantik mimariye sahip ve genellikle gök mavisi renginde ve beyazla boyanmış sokaklarda âdeta bir masal şehrinde dolaşıyor gibi dolaştım. Geleneksel kıyafetlerini ve feslerini giymiş Faslı erkeklerle selamlaşıp konuştum. Buradan da Okyanus kenarında Rabat Plajı arkasında yükselen Oudayas Kalesi’ne geldim. Burası bir miktar yüksekçe bir noktada idi. Kaleye girip yüksekçe bir noktada burçlardan geriye bakınca muhteşem şehir manzarası yanında, ön tarafta uçsuz bucaksız mavilikleriyle gökyüzü ve Atlas Okyanusunun kavuşum manzarasını bize sunuyordu. Bu güzel manzara beni öyle büyüledi ki uzun bir süre oturduğum noktada kala kaldım. 

     

    Faslı yerliler ile biz yabancı turistler kalede hep birlikte bu manzarayı seyrediyorduk. Bazen de selamlaşıp birbirimize “Merhaba!” deyip gülümsüyorduk.

     

    Haftaya Rabat’ta bir gün daha kalıp gezimizi tamamlayacağız. Şimdilik bana müsaade hoşça kalın, sağlıcakla kalın.

    ***

     

    Irmakta sular yükselince balıklar karıncaları yer, sular çekilince de karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü gücüne üstünlüğüne güvenmemeli. Çünkü kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir. 

    Afrika Atasözü

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.