|   | 
  • Cevahir Kadri

    Güzel Günlere Doğru

    Hemen belirteyim ki başlıkta kullandığımı gün kelimesi gündüz anlamında değil, yirmi dört saatlik bir zaman dilimini kapsayan birim zamanın adıdır. Bu demektir ki, buradan hem hece hem de gündüz anlaşılmalıdır.

     

    Zaman kavramı zihnimizi hep meşgul edegelmiştir. Bu kavram bizi çepeçevre kuşattığı için zihnimiz onunla meşguldür. Hayat dediğimiz şey de onunla ölçülmüyor mu zaten? Salise, saniye, dakika, saat, gün, hafta, ay, yıl, asır, bin yıl, vb. Ömür dediğimiz şeyin dilimlere ayrılmış şekli değil mi bütün bunlar?

     

    Ömür dediğimiz bu zamanı çepeçevre kuşatan ve onu en anlamlı kılan günlere doğru yol alıyoruz. Yaklaşmakta olan, yaklaşıyor an be an… Ya biz? O bize yaklaşıyorken biz ona doğru yürüyor muyuz yoksa onun bize yaklaştığı oranda biz ondan uzaklaşıyor muyuz? Ne dersiniz?

     

    Hayatın hayhuyu, keşmekeşliği, koşuşturmacası içerisinde, oturup kendimizi dinleyebiliyor muyuz? Ey insan, sor bakalım bunu kendine, soralım kendimize: Kendimi ne kadar dinliyorum ve ne kadar anlamlı kılıyor hayatımı düşündüklerim ve yaptıklarım? Ben, neyim, nereden geldim, nereye gidiyorum, burada neciyim? Sonra, evet, sonra varlık muhasebeni yaptın mı? Can alıcı bir soru daha. Necip Fazıl sorar bunu Muhasebe şiirinde. Gençlerin de bunu sormasını ister: “Ben neyim ve bu hâl neyin nesi/Yetiş ey sonsuz varlık muhasebesi

     

    O muhasebe, günün her vaktinde yapılmaya muhtaç. Güzel günler geliyor azizim, geliyor güzel günler. Sen o güzel günlere ne kadar hazırsın, ne kadar? En önemlisi de o güzel günlerin sendeki karşılığı nedir? O kutlu zaman diliminin en kutlu zamanları senin için ne anlam ifade ediyor? İbadet mi, kültür mü hem ibadet hem de kültür mü?

     

    Evet, kulluk bilincimizin zirveye ulaştığı, ulaşması gereken günlerden, Ramazan ayından bahsediyorum. O güzel sevgiliyi nasıl karşılıyoruz? O güzel günlerin gelmesine sevinebiliyor muyuz? Ercüment Ekrem Talu’nun şu karşılayışı ne güzeldir: “Merhaba ya Şehr-i Ramazan, merhaba! Ey imana kuvvet veren, gönüllerden kederleri silip götüren, âtî için ümitler bahşeden ulvî, kutsî, samimi ay! Her günün bir yevm-i zafer, her saatin bir saat-ı sürûr, bayramın bir ıyd-ı pür-gurûr olsun! (...) Safa geldin! Neş’en, bereketin, ferahın ile geldin. Yine neşe, bereket, ferah ve saadet bırakarak gideceksin. Seni bu sene bundan emin olarak karşılıyoruz, ey ayların mübareği, ey Şehr-i Ramazan!

     

    En azından böyle söyleyip gereğini de yapabiliyor muyuz? Soralım kendimize, kendimizle bir hasbihal edelim, muhasebemizi yapalım ki ebedî bir iflasa sürüklenmeyelim.

     

    Ramazan nedir? Ramazan deyince aklımızda sıralananlar nelerdir? Direklerarası gölge oyunları mı? Sultanahmet eğlenceleri mi? Yöresel ürünlerin pazarlandığı akşam fuarları mı? Yerel yönetimlerce sunulan konserler mi, yazarlarla sohbet mi? Yoksa teravih namazı, teravih namazında arkada saflarda koşuşturan çocuklar, o çocuklara gürültü yaptığı için kızan, bağırıp çağıran hacı emmiler mi? Kuvvetli sünnetlerden olan mukabele ile hatimler mi? Uykulu gözlerimizi ovuştura ovuştura kalkmaya nazlandığımız sahurlar, o sahurlarda takip edilen, dinlenen güzel programlar mı? Yahut “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” hadisi şerifinin anlamını hayatına hayat kılmaya çalışan güzel insanlar mı? Halil İbrahim (aleyhisselam) gibi sofrasında misafirin eksik olmadığı bir zaman dilimi mi? Sonra, sofralarımız ne sofrasıdır; bencil krallar sofrası mı, her akşam bir tabak fazla konan Halil İbrahim sofraları mı?

     

    Dilimiz, gözümüz, kulağımız, aklımız, zihnimiz ne yapıyor bu süreçte? Oruç tutan sadece midemiz midir? Vücudumuzun büzün uzuvlarının tutmadığı bir oruçtan geriye sadece açlık kalmasın? Bunu düşündük mü? Evet, maddi anlamda bir şey yiyip içmek orucumuzu bozar. Peki her gün her gün yemekten asla doymadığımız kul hakkının burada hükmü nedir? Sahi kul hakkı orucumuzu bozar mı? Yoksa değil orucu bozmak ebedî bir hayatımızı bütün bütün mahveden kuvvetli bir zehir mi?

     

    Hayatın hangi kademesinde ve nerede olursak olalım; kendimizden başka bir kişi ile hukukumuz oluşuyorsa, o zaman ona karşı davranışlarımız evrensel hukuk normları ve insani ilişkiler çerçevesinde olmak zorunda. İnsanız, herkesle aynı derecede geçinemeyebiliriz. Yazılı kuralların, görev tanımlarının dışına asla çıkmamalıyız. Bu, sert bir mahkeme duvarı olmamız anlamına gelmiyor elbette.

     

    Sözün kısası, güzel ve kutlu günlere doğru yol alıyoruz. Bu güzel ve kutlu günlerde onun kıymeti çerçevesinde hareket edelim. Hem bu dünyamızı hem de ebedî hayatımızı abad edelim, imar edelim. Rabbimize karşı kullukta zirve günlerimiz olsun bu günler. Bunu yaparken dünya işlerimizi de ihmal etmeden, konu komşu akraba, bir şekilde mağdur ve mazlum duruma düşmüş, ihtiyaç sahibi kimseleri de sevindirelim. Çocuklar üzülmesin, ağlamasın. Çocuklar gülerse, geleceğimiz güllük gülistanlık olur. Çocuklar ağlarsa geleceğimiz kara bulutlarla çepeçevre sarılmış demektir.

     

    Başkasını düşünmeyi, sofralarımızda bulduğumuzu bulamayanları düşünmeyi unutmayalım. Bakınız Yahya Kemal Beyatlı, Atik Valde’den İnen Sokakta şiirinde Ramazan’ın maneviyatını ne güzel resmeder:

     

    İftardan önce gittim Atik-Valde semtine,

    Kaç def'a geçtiğim bu sokaklar, bugün yine,

    Sessizdiler. Fakat Ramazan mâneviyyeti

    Bir tatlı intizâra çevirmiş sükûneti;

    Semtin oruçlu halkı, süzülmüş benizliler,

    Sessizce çarşıdan dönüyorlar birer birer;

    Bakkalda bekleşen fıkarâ kızcağızları

    Az çok yakından sezdiriyor top ve iftarı.

    Meydanda kimse kalmadı artık bütün bütün;

    Bir top gürültüsüyle bu sâhilde bitti gün.

    Top gürleyip oruç bozulan lâhzadan beri,

    Bir nurlu neş'e kapladı kerpiçten evleri.

    Yârab nasıl ferahlı bu âlem, nasıl temiz!

     

    Güzel günleri güzelce değerlendirelim, kazancımız da güzel olsun. Kazandığımız sevapları dedikodu ve iftiralarla heder etmeyelim. Şu üç günlük dünyada ebedi hayatımızı mahveden, bizi iflaslara sürükleyen tavır ve davranışlardan kaçınalım. Ramazanımız mübarek, dualarımız kabul olsun.

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.