|   | 
  • Karne

    Evet, bu gün karne günü. Sevinçlerin üzüntülerin yaşandığı yeni bir karne dönemi. Eskisine oranla sürprizlerin fazla yaşanmadığı bir dönem. Notlar e okul sayesinde önceden öğreniliyor olsa da heyecan yine de eksik değil. Öğrenci ve velilerin not beklentileri zirve yapmış, hayaller ve planlar  hep belge üstüne.

     

    Her şey bilinse de “acaba” düşüncesi hep akılda. Bu sadece öğrencinin aklında değil tabi ki. Ebeveynin de en büyük merakıdır. Çünkü tatil planları, hediye hazırlıkları veya komşularla yapılacak bilimsel müzakereler! bu sonuca göre yapılacaktır.

     

    Karne sonucu eşittir yaşam başarısı veya aile başarısı olarak değerlendirilmektedir anne babalar tarafından. Muhatap olacakları “karneniz nasıl?” sorusuna verilecek cevap maalesef ailenin değeri ile bir tutulmaktadır.

     

    Bunu sonucu olarak yapılan olumlu veya olumsuz olarak yapılan geri bildirimler, akraba ve komşu çocukları ile kıyaslamalar çocukta “ben algısını” oluşturmakta, bundan sonraki hayatında bu değerlendirme ile yol almaktadır. Her karne dönemi bu algının yeniden sorgulanması ve  “ben nasıl biriyim?” sorusuna cevap arama dönemidir.

     

    İlkokul performansı iyi geçmemiş, “adam olmaz” damgası yemiş biri olarak, çocuğun hayatına yapılan küçük dokunuşların, ortaya konan yeni fırsatların veya değişimlerin nelere vesile olduğunu birinci dereceden yaşamış biriyim. Dolayısıyla basit bir karne dönemine çok fazla anlam yüklemenin, çocuğumuza başarılı veya başarısız damgasını vurmanın bir anlamı yoktur.

     

    Karne dönemini uzun eğitim süreci içerisinde bir durum değerlendirmesi yapılacak fırsatlar olarak görmekte fayda vardır.

     

    Anasınıfından başlayıp üniversite sonuna kadar devam edecek bir eğitim süreci yaşamaktayız. Bazı dönemler iyi bazı dönemler kötü sonuçlar alırız. Bunların hiç birisi bizim hayattaki başarımız veya başarısızlığımız olarak değerlendirilemez. Hele kişilik olarak hiç değerlendirilemez. Sağlıklı bir kişiliğe sahip olmasına rağmen farklı sebeplerle süreci ağır aksak tamamlayabilmiş ama iş hayatında gayet başarılı olan birçok öğrencim var. Bunu tam tersi durumlarda yok değil. Akademik alarak başarılı ancak hayattaki başarısı maalesef aynı paralele de olmayan nice insan var.

     

    Dedim ya eğitim bir süreçtir ve biz her karne döneminde bu süreç için küçük bir anlamı olan bir durağa geliriz sadece. Yapılması gereken sonuçtan ziyade sürecin nasıl işlediğidir. Bu durağa kadar nasıl geldiğimiz, hangi vasıtalarla geldiğimiz, hangi kazanımları elde ettiğimiz ya da kaybettiğimizin sorgulanmasıdır. Buradan sonra yola nasıl devam edeceğimiz, ne tür vasıtaları kullanacağımızın planlaması yapılmalıdır. Karne sonucu bize şunu ifade eder. Bu dönemde öğrenci veli ve öğretmen olarak neleri doğru veya yanlış yaptık. Bunun değerlendirilmesi yapılmalıdır. Yoksa karne, sadece öğrencinin ders çıkarması gereken bir sonuç evrakı değildir.

     

    Eğitin sürecinde sonuca etki eden çeşitli faktörler vardır. Aile, öğrenci ve öğretmen. Etkenlerin sonucu olarak değerlendirmek gerek karneyi. Aile üzerine düşen sorumluluğu ne kadar yerine getirebilmiş? Öğrenci kendisine sunulan fırsatları ne kadar değerlendirebilmiş? Öğretmen/öğretmenler kendilerine emanet edilen öğrencilerene kadar sahip çıkabilmiş? Yoksa sadece öğrencinin karnesi olarak baktığımız zaman yanlış değerlendirmelere, yanlış sonuçlara ve yanlış algılara sebep olabiliriz.

     

    Sonuçları iyi olmayan bir karne için yapılan değerlendirme ve yargılama sonucunda, öğrencide oluşacak olumsuz benlik algısı, kendine güvensizlik gibi durumlar kolay ortadan kaldırılabilecek bir durumlar değildir. Anne baba olarak sizlerin kızgınlıkla veya öfkeyle yapacağınız “senin için her şeyi yaptık. Yemedik yedirdik, giymedik giydirdik. Saçımızı süpürge ettik, özel okula gönderdim özel hoca tuttum. Sen ne yaptın? Beni ele aleme rezil ettin.” şeklindeki konuşmalar yada  “yok canım bu çocuk adam olmaz” “ başarısız, bir işe yaramaz, beceriksiz” vb. yargılamalar onarılması çok zor tahribatlar yapabilir. Buda sizin süreci iyi yönetemediğiniz sonucunu çıkarır.

     

    Bu arada çocukların farklı yönlerinin olduğunu da dikkatten kaçırılmamak gerek. Her öğrenci her alanda başarılı olamayabilir. Başarılı olduğu alanlarda yada yetenekleri doğrultusunda yönlendirmek öncelikli olarak biz öğretmenlerin ve velilerin sorumluluğudur. Matematikten,fenden, sosyalden başarısız olabilir, resim, müzik veya spora ilgisi varsa bu alanlar kesinlikle değerlendirilmelidir. Bu sayede öğrencinin hem kendine olan güveni artacak, kendisini değerli hissedecek hem de kendisi ile gurur duyması sağlanacaktır. Bunlar ön plana çıkarılırken eksik olduğu değil geliştirilmesi gereken alanlar içinde gayret göstermesi sağlanacaktır.

     

    Kısa vadedeki sonuç değil uzun vadeli süreç bizim için değerlidir. Uzun yola koyulan öğrencimizin küçük duraklarda kolunun kanadının kırılmaması dileğiyle…

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.