Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Fahrettin Keleştemur, araştırma merkezlerinin önemine dikkat çekerek, "Dünya, önümüzdeki 10-20 yıl içerisinde organların yapılması ile ilgili tıpta gelişmeler yaşayacak." dedi.
Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, araştırma merkezlerinin önemine dikkat çekerek, "Dünya, önümüzdeki 10-20 yıl içerisinde organların yapılması ile ilgili tıpta gelişmeler yaşayacak." dedi. Karaciğer nakli bekleyen bir hastaya nakil değil fabrikada üretilen karaciğerin takılacağını anlatan Keleştemur, "Bizim de bu alanlarda şimdiden yatırım yaparak hazırlıklı olmamız gerekiyor." diye belirtti.
Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, Kayseri Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü ve Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi işbirliği ile hazırlanan 'Ar-Ge Hibe Destekleri Tanıtım Toplantısı'na katıldı. Teknolojik yatırımların ülkelere sağladığı katkıların büyük olduğunu ifade eden Keleştemur, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Son 5 yıldır üzerinde durduğumuz temel mesele ileri araştırma merkezlerinin yapılmasıdır. Bunları kazandırdıktan sonra önemli bilim adamlarını davet etmek. Onlarla burada ortak projeler yapabilmeliyiz. Üniversite olarak Moleküler Araştırma ve Genom Merkezini bitirdik. Personeli yetiştirildi. Cihazların önemli bir kısımları alındı. Birkaç hafta içerisinde hizmete girecek. Açılışını da Sayın Cumhurbaşkanımız yapacak. Burası büyük bir yatırım oldu. Merkez sağlık ile ilgili ürünlerin ticarileşmesine yöneliktir. Önümüzdeki 10-20 yılda bütün dünyada Rejeneratif tıp dediğimiz organların yapılması ile ilgili büyük gelişmeler yaşanacak. Karaciğer nakli gereken insana artık karaciğer nakli belki ilerde yapılmayacak. Fabrikada üretilen karaciğer takılacak. Bunları önceden ön görmeliyiz ki siz bunu üretebilirsiniz ve geri kalmamalısınız. Amerika'da bugün kıkırdak üretilip sağlıkta kıkırdak kullanımı başladı. Kök hücre dediğimiz bir mesele var. Önem kazanacak. Ticari boyutu yüksek olacak. Bu merkezimiz de şu an bitti. Aktif olarak çalışmaya başlayacak. Birçok nadir hastalığın tanısı için yurt dışına kan gönderiyoruz. Artık bunları biz yapacağız."
Keleştemur, önemli merkezlerden birisinin de Nanoteknoloji Merkezi olduğunu ifade ederek, "Nanoteknoloji merkezi için şu an özel odaları yapılıyor. Ocak ayında tamamen bitecek. Yenilenme çalışmaları olacak. Yine ilaç endüstrisinin gelecekte gelişmesi için İlaç Geliştirme ve Araştırma Merkezinin çalışmalarına başlandı. Gelecek yıl bu merkez bitecek ve hizmete girecek. Bu merkezler için uluslararası anlaşmalar yapılıyor. Birçok araştırma merkezimiz de faaliyete geçti. Bütün bunlar bize neyi getiriyor. Bilgi üreteceğiz. Bunu sanayi ile ortak geliştireceğimiz üretimi yapacağız. Bunların üst düzeyde bakış açısı olan insanlarla yürütülmesi gerekiyor. Uluslararası işbirliğine ihtiyacımız var." diye konuştu.
EKONOMİK KRİZ TÜRKİYE'YE BİLİM ADAMI TRANSFERİ İÇİN FIRSAT OLDU
Üniversitelerinde açılan merkezlerin hizmete sunulması için toplantılar ve görüşmeler yaptıklarını aktaran Prof. Dr. Keleştemur, dünyada yaşanan ekonomik krizin Türkiye'ye bilim adamı transferinde önemli bir avantaj sağladığını dile getirdi. Keleştemur, "Yabancı bilim adamları ile görüşmelerimiz oluyor. Davet ediyoruz. Yurt dışında Türk kökenli ve Türk kökenli olmayan insanlar buralarda çalışmak istiyor. Bunun için avantajımız var. Dünyadaki ekonomik kriz ülkemiz adına faydalı oldu. Ortam sağlandı. İngiltere'de birkaç tane maddi sıkıntı çektikleri için öğretim üyelerini üniversitemize transfer ettik. Oradaki şartlarla Türkiye'deki, şehrimizdeki şartları değerlendirdiler. İki insan şimdi buraya geldi. Biri iktisat fakültesinde, diğeri ise enfeksiyon bölümünde göreve başladı. Buna benzer örnekler çok. Fransa'dan Genom merkezine bir bilim adamı gelecek. Biz bunlara geldikleri zaman kalacak yerler, imkanlar veriyoruz. Türkiye'de bu şartlar var. Oluştu. Kim gelirse gelsin asla onlara ne kadar maaş vereceğimizi düşünmüyoruz. Çünkü burada insanlarımız destekçi oluyor. Kayseri bu bakımdan iyi bir model olma özelliğine sahip. Mutlu oluyoruz. Bu işlerin oluşmasından memnunuz." şeklinde konuştu.
İleri teknolojik, sanayileşme yaşayan ülkelerde insanların çok mutlu olmadığına dikkat çeken Keleştemur, konuşmasını şöyle tamamladı: "Milli geliri yüksek olan ülkelerde intihar oranları da yüksektir. Teknolojik her zaman mutluluğu getirmiyor. Burada sosyal ve kültürel dinamikler ihmal ediliyor. Teknolojiyi bizzat aldığınız zaman, ürettiğiniz zaman kendi kültürel değerlerinizle çatışan bir teknoloji kültürü ortaya çıkıyor. Onun altyapısını oluşturmak için de kendi manevi, kültürel misyonunuzu geliştirmeniz gerekiyor. Üniversite bu konuda hassastır. Bu konuda stratejik merkez önem arz ediyor."dedi
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.