|   | 
  •  

    {NUTİZM VE NUTİSTLER-30}

                           

    {“DÖVMESİ OLANLARI ZOR GÜNLER BEKLİYOR KIŞ KAPIDA” başlıklı yazımın devamıdır.}

    EYYÜHEL EVLÂD! (EY ÇOCUKLARIM!)

    Önceki yazımda, dövme yaptırma eylemini sorgulamak bahanesiyle “teşhir ve teşhircilik” konusu üzerinde bir fikir jimnastiği yapmıştık. Yaratıcımız’ın, âsârını ve şuûnâtını görmeyi ve göstermeyi murad ettiğini, insanı da görme ve gösterme donatılarıyla mücehhez baş muhatap olarak yarattığını öğrenmiştik. “Yani insan, Allah’ın isim ve sıfatlarının, kemâl ve cemâlinin hem bir teşhircisi, bir aynasıdır; hem de onları tebriklerle, alkışlarla takdir ve takdis eden bir seyircidir.” demiştik. Buna, Rabbül âlemîn, kendisine âit isim ve sıfatların, mikro ölçekteki minyatürlerini insana da vermiştir (takmıştır). eklemesiyle, Allah’ın görme ve gösterme (teşhir) keyfiyetinin, insan fıtratına da takılmış olduğundan bahsetmiştik. İnsan fıtratındaki pek çok cevher, keyfiyet, imtihan sırrına mâtuf olarak takılmıştır. Teşhir ve teşhircilik temâyülü de böyledir. Yani bir imtihan sorusudur. Doğru ve iyi cevaplanamaması, âhiretimizi kaybetmemize de neden olabileceği gibi, kişisel ve toplumsal huzur ve mutluluğumuza halel getirir. Fakat maalesef çoğumuz, teşhircilik konusunda yanlış yollara sapmakta, yanlış uygulamalar yapmakta ve bu imtihanda başarılı olamamaktayız. Gösterişten kendimizi alamamakta, pek çok adımı öncelikle gösteriş (teşhir) niyetiyle atmakta ve yani haddimizi aşmaktayız. Yörüngesinden çıkmış teşhircilik bir zaaftır, zavallılıktır, ahmaklıktır. Ayrıca, başkalarının gıpta ve kıskançlık damarlarına dokunarak onların haset günahına girmelerine neden olabilmektedir.

    Dövme yaptırmakta, vücut geliştirme çalışmalarında, güzellik yarışmalarında, modada, marka merakında, şatafatlı meskenler yaptırmakta, lüks arabaları tercih etmede, pazarlamada ve reklâmlarda... ve benzeri pek çok şeyde teşhirciliğe giden yollar bulunmaktadır.

     

    {{Ve bir de “takı”ların teşhiri konusu vardır. Âyetlerden, hadislerden öğrendiğimize göre çok da mühimdir. Bu konu daha ziyade hangi cinsi ilgilendiriyor, bilirsiniz.}} demiştim önceki yazımda.

    Evet, takı merakı da teşhircilik zaafından gelen veya onu tetikleyen bir eğilimdir. Bu merak, maalesef format değiştiren günümüz erkek(!)lerinde de görülmekle beraber daha ziyâde kadınlarda karşımıza çıkmaktadır. Anladığım kadarıyla; “takı” kavramı bir semboldür, kadın vücudu da dâhil, “dikkat çekmek için kullanılan her şey”in karşılığıdır. Bırakınız başka yerlerini, kalçalarına bile estetik yaptıran kadınların kulakları çınlasın! Ben aşağıdaki âyetten; örtünse bile kadın fıtratında teşhir zaafının durduğunu ve irade tarafından mutlaka kontrol altına tutulması gerektiğini anlıyorum. “Gizlemekte oldukları takıları anlaşılsın diye...” Bu böyle olduğu için Semâvî Söylem kadınları özellikle uyarmaktadır:

    “Mü’min kadınlara da söyle: ...namus ve iffetlerini korusunlar. Görünen kısımları müstesnâ olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. ...ziynetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları (takıları) ziynetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (dikkatleri üzerlerine çekecek şekilde yürümesinler)....”(Nûr24/31)

     “Cehennemliklerden, kendilerini (henüz) görmediğim, iki sınıf insan vardır: ...Diğeri, giyinmiş oldukları hâlde çıplak olan ve diğer kadınları kendileri gibi giyinmeğe teşvik eden (veya zorlayan) ve başları deve hörgücüne benzeyen kadınlardır. İşte bu kadınlar Cennete giremeyecekler, hattâ onun kokusunu dahi duyamayacaklardır. Hâlbuki Cennetin kokusu (çok) uzak mesafelerden bile hissedilecektir.” (Müslim)

     

    Anlaşılıyor ki teşhircilik, farklı bir renk, farklı bir tını da kazanarak kadınlarda çok ileri boyutlara ulaşma potansiyeline sahiptir. Üstelik rengindeki, tınısındaki farklılık, kadınlardaki teşhirciliği bir suç niteliğine dönüştürmekte ve toplumun başına belâ etmektedir. Karanlık düşünceli çevreler ve ağzı salyalı kapital odakları, bu realiteyi menfur gayeleri için kullanmaktadırlar. Bediüzzaman’ın ifadesiyle:

    {{Benimle görüşen ekseri dostlardan, kendi ailevî hayatlarından şekvalar işittim. “Eyvah!” dedim. İnsanın, hususan Müslüman’ın tahassungâhı ve bir nevi cenneti ve küçük bir dünyası aile hayatıdır. Bu da mı bozulmaya başlamış, dedim. Sebebini aradım. Bildim ki nasıl, İslâmiyet’in hayat-ı içtimaiyesine ve dolayısıyla din-i İslâm’a zarar vermek için gençleri yoldan çıkarmak ve gençlik hevesatıyla sefahete sevk etmek için bir iki komite çalışıyormuş. Aynen öyle de bîçare nisa taifesinin gafil kısmını dahi yanlış yollara sevk etmek için bir iki komitenin tesirli bir surette perde altında çalıştığını hissettim. Ve bildim ki bu millet-i İslâm’a bir dehşetli darbe, o cihetten geliyor.}}

    Oysa{{ ...âyeti, tesettürü emrediyor. Medeniyet-i sefihe ise Kur’an’ın bu hükmüne karşı muhalif gidiyor. Tesettürü fıtrî görmüyor “Bir esarettir.” diyor. (Dikkat; “tesettür”ün zıddı, “teşhir”dir.) Elcevap: Kur’an-ı Hakîm’in bu hükmü tam fıtrî olduğuna ve muhalifi gayr-ı fıtrî olduğuna delâlet eden çok hikmetlerinden yalnız dört hikmetini...}}

    “Mü’minler arasından hayâsızlığın yayılmasını arzu edenlere, işte onlara, dünya ve âhirette can yakıcı bir azap vardır.” (Nûr 24/19)

    Kadınların teşhir konusundaki özel za’fiyyetleri kendileri için zor bir sınavdır ve başarısızlıkları durumunda hem bu dünyada hem ukbâda türlü cezalar, acılar çekmelerine neden olur. Ama onların bu za’fiyyetlerinden dolayı erkeklerin de başları yanmaktadır. Dünya hâllerini bilirsiniz, anlatmama gerek yok; fakat erkekler bu yüzden âhirette de sorumlu tutulacak, hesaba çekileceklerdir: “Dikkat ediniz! Her biriniz birer çobansınız ve her biriniz elinizin altındakilerden sorumlusunuz... Erkek, aile halkının çobanıdır, o da eli altındakilerden sorumludur...” (Buhârî, Müslim, Tirmizî, Ebû Davud) Ey kadınlar! Lütfen sınavınızı başarıyla vermeye gayret edin ve teşhircilik zaafının tuzağına düşmeyin. Biz erkeklerin de başımızı türlü belâlara sokmayın.

     

    ANCAK ŞUNU ÖNCELİKLE HATIRLATMAK İSTERİM: Unutmayınız ki benim anam bir kadındır. Kız kardeşim bir kadındır. Karım bir kadındır. Kız çocuklarım birer kadındırlar. Akrabalarımın, komşularımın, arkadaşlarımın ve öğretmeni olduğum binlerce öğrencinin aralarında kadınlar vardır. Ben de kadın’ı tanıyorum ve (melek misâl kadınları düşünerek söyleyeyim;) asla bir kadın düşmanı değilim! BAŞTA HAZRET-İ ÂMİNE, HATİCE VE FATMA VALİDELERİMİZ VE BENZERLERİ OLMAK ÜZERE; ANAM, KARILARIM, KIZLARIM, AKRABA VE DOSTLARIMDAN TANIDIĞIM EDEB VE İFFET ÂBİDESİ BÜTÜN KADINLARA SAYGIM, MUHABBETİM SONSUZDUR. Evet, sapık bir felsefe olduğu için feminizm’e karşıyım ama kadınlara düşman değilim. Hattâ tam tersine; Efendiler Efendisi’nin şu hadisini kendime şiâr edinirim: “Bana dünyada üç şey sevdirildi: Gözümün nuru namaz, güzel koku, kadın.” Ve dahi; “Yaratılmışı severim Yaratan’dan ötürü.” Benim derdim, fıtratların doğru okunmasına ve atın da itin de doğru beslenmesine yardımcı olmaktır. Ayrıca ben, {{örneğin; Kur’an meâlleri ve tefsirlerRisale-i Nur Hanımlar Rehberi, Mevdûdî: Hicâb, Mustafa Râkım: Mürşid-i Müteehhilîn, Ali Küçüker: İslâm’da ve Günümüzde Kadın, Siraceddin Önlüer: Kırk Hadiste Müslüman Şahsiyeti, Esat Demir: Ahlâkın Direnişi, Nevzat Tarhan: Son Sığınak AileKadın Psikolojisi vb.}} çeşitli kitaplar okuyarak dersini çalışmış biriyim.

    İLÂVETEN BELİRTMELİYİM: Erkek olmam hasebiyle erkekleri elbette kadınlardan daha iyi tanırım; onların yedikleri haltları, yaptıkları hınzırlıkları da kadınların yaptıklarından daha iyi, hakkalyakîn bilirim.

    Bu yazımda işte bu hususları nazara vermek niyetiyle (“takdim-tehir”li) bazı alıntılar arz edecektim. VAZGEÇTİM! Uzun yazıları okumuyorsunuz ya... sözünü ettiğim alıntıları sonraki yazıda aktarayım. Vesselâm.

    FITRAT GERÇEKLERİ BİR KENARA KONULARAK KADINLARIN TEŞHİRCİLİĞE İTİLMESİNE hayır.

     

    ******NUTİZM VE NUTİSTLER isimli kitabımı almak için: https://www.kitapyurdu.com/kitap/nutizm-ve-nutistler/660771.html

     

    R. Serdar Özmilli

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.