Yıldızlarımızla gücümüzün Gürcistan’a yettiği 2026 Dünya Kupası’na gidecek takımlardan biri olmak istiyorduk.
Yılların özlemini dindirmek için Mevlana’nın sözü ile rakibimize ‘ne olursan ol yine gel’ dediğimizde İspanya geldi iyi mi?
Dünyanın en iyi, en organize olan ve en estetik futbol oynayan takımlardan İspanya’yı Mevlana’nın şehri Konya’da misafir ettik. Yüzsüz misafir neredeyse bulduğu her pozisyonu yedi bitirdi.
İspanya’nın Bulgaristan’ı Türkiye’nin de Gürcistan’ı deplasmanda yendiği grubun iki kazananın Türkiye olmasını istediğimiz, yürekten dilediğimiz bir maça çıktık. Çıkmaz olaydık diyesimiz geldi.
Geçen hafta Kayserispor’lu Laizslo Benes’in de yer aldığı Slovakya dev Almanya’yı 2-0 gibi net bir sonuçla sahadan silerek kazanmıştı. Türkiye bu kadar çok yıldızıyla Lamine Yamal gibi dünya yıldızlarının şov yaptığı İspanya’yı yenebilir miydi? Bunu kimse beklemiyordu.
Sinyor Vincenzo Montella İspanya karşısına çıktığı kadro ile kazanmayı aklından geçirmiş. Çünkü Gürcistan’ı deplasmanda 3-2 ile geçen Bizim Çocuklar’ın ilk 11’ini değiştirmemişti. İspanya da Bulgaristan maçının kazananlarını değiştirmemişti. Çünkü değişikliğe ihtiyacı yoktu.
İspanyolların gözü Lamine Yamal’da Türklerin gözü Arda Güler’de idi. Her ikisi de daha 20 yaşına gelmemiş iki bücürük her ayağına top aldığında sanki dünya ayağa kalkıyordu.
Sinyor Montella Teknik Direktör olarak Dünya Devi İspanya’yı keşke daha iyi analiz etmiş olsaydı, herkesi kevgire çevirdiğini görürdü.Keşke asıl istihbaratı İspanya’da Real Madrid’in şehzadesi Arda Güler’den alsaydı keşke!
Dünyanın en muhteşem hücum ve savunma organizasyonunu bir anda 11 kişisiyle aynı anda yapan İspanya’ya karşı yel değirmenlerine saldırır gibi hareket etmeseydi.
Kalabalık ve daha dinç orta saha ve defans kurgusuyla Bulgaristan’dan daha az gol yiyebilirdik.
Montella İspanya’nın futbolu karşısında keşke haddini bilseydi.
İspanya her zamanki gibi muhteşem pas trafiğini muhteşem ayaklarıyla hemen sahamızda kurdu. Sağ taraftan Lamine Yamal sol taraftan Nico Willams ile anında baskı ceza sahamıza çullandı.
Ortadan Pedri, Zubimendi, Merino ile yaptığı top cambazlığını göremiyorduk bile. Sonbahar’ın başladığı ilk günde İspanya Konya’da sağanak yağmur gibi yağıyordu. Biz bu sağanakta silecekleri çalışmayan araba gibiydik.
Nitekim gelişlerde rakiplerini pas trafiği ile canından bezdiren İspanya ceza yayının üstünde Pedri’nin şık plasesiyle hemen ilk golü buldu.
Her topun İspanyollarda kaldığı maçta top Bizim Çocuklar’a geldiğinde Lamine Yamal, Cucurella, Nico Willams bile üçlü baskıyla hemen topu alıyordu.
Hele ki İspanyollar hızlı hareketleriyle çok yakından tanıdıkları Arda Güler’i ve Hakan Çalhonoğlu’nu yoğun baskı altına alınca yapacak hiçbir şeyimiz kalmıyordu.
Birini geçsek ötekisi onu da geçsek diğeri anında ayrık otu gibi bitiyordu inatla.
İspanya sürekli ayağında topu tutma, kaybettiğinde bezdiren ön alan baskısına dayanan sistemiyle nefes aldırmıyordu. Bizim ise hiçbir sistemimizin olmadığı, ceza sahamızın içinde 3 pas fantezisi ile Merino’nun 3 kez topu filelere göndermesine tabii ki bir şey yapamadığımızda bir kez daha görüldü.
Bütün yolların Roma’ya çıktığı gibi bu maçta bütün toplar haliyle İspanyollar’a gidiyordu.
Uğurcan Çakır 6 gol yemişti ama kurtarışlarını spiker de sayamaz oldu. Öyle ki 1 savunmacımızı Lamine Yamal, Nico Willams, Pedri, Torres dörtlüsü kaç kez yalnız yakalıyordu. Yamal yüzde yüz 3 topu dışarı vurdu.
Kalemizi savunamıyorduk, savunmamız çöktü, kalemiz delik deşik oldu azizim.
Bütün seyirciler gibi Sinyor Montella da seyretti. Montella’ya ilk kez bir şey diyemedim. O’nun olmayan sistemi, dünyanın en kaliteli sistemine sahip İspanya’yı durduramazdı.Sistemsizlik iyi bir sisteme karşı ne yapabilirdi ki?
Rahmetli Ümit Aktan’ın Fenerbahçe’nin Elvir Boliç’in golüyle Old Trafford’da Manchester United’ı 1-0 yendi maçta Shmicheal’a attığı gole yaptığı yorumunu hatırladım.
‘Bu golü değil Scmicheal bütün Smicheal’lar bir araya gelse çıkaramaz’ demişti.
Bu maçta da değil bir Montella bütün Montella’lar bu sistemsizlikle bir araya gelse yapacak bir şeyleri olamazdı.
Sistem yoktu.
Hani bir kuruma gidiyorsunuz da bütün çalışanlar oturuyor. Siz de saf bir biçimde
‘Niye çalışmıyorsunuz’ dediğinizde;
-Sistem Yok, diyor ya, işte öyle bir şey!
Montella 2-0 geriye düştükten sonra bari bir strateji uygulayıp savunmayı dirençli hale getirse böyle bir skandal yaşamazdık. Kayserililerin tabiriyle altımızı çaldırmazdık!
Bizim de yıldızlarımız vardı ama İspanya’nınkiler sanki birer takım yıldızıydı.
Bir örnek vereyim; Nico Willams ilk yarıda sakatlandı şöyle bir nefes aldık gibi ama O’nun yerine Barcelona’lı Ferran Torres girmesin mi? Kabus gibi ya!
İspanya deprem gibiydi. Sürekli sarstı durdu. Merino ikinci ve üçüncü golü ilkinin birebir aynısının, kalın çizgilisinin, sarı ve siyah renklisiyle aynı vuruşla filelerimize gönderdi. Hattrick yaptığı üçüncü golü kendi adına çok daha muhteşem bizim için ise tam bir çöküştü.
İspanya’nın sağanak yağışı devam ediyordu. Çanlar da Montella için çalıyordu. Türkiye için kış erken gelmişti. Donduk kaldık. Avrupa’dan gelen soğuk hava dalgası. Bizim Çocuklar’ın yeni yeni açan çiçeklerini soğuk vurmasa bari…
İlk yarının uzatmasının son saniyesinde 3 farklı geriye düştüğümüz, Torres ve Pedri’nin ikinci golü sonrası ise maç İspanya için antrenman maçı kadar zor olmadı.
Neredeyse bütün oyuncu haklarını kullandılar. Yamal bile çıktı. Ama F1 yarışlarında araçların bütün parçalarının değiştirilmesine rağmen performansının hiç değişmediği gibi İspanya’dan yaprak düşmedi. Sistem saat gibi tıkır tıkır işliyordu.
Montella ise Bulgaristan’a 3 atan İspanya’dan 6 gol yedi, 3-2 yendiği Gürcistan ise Bulgaristan’ı 3-0’la geçti. Bu kadar sistemsiz.
Gürcistan maçı yorumumu şimdi bir kez daha okumanızı öneririm. Boş konuşmuyoruz: Dost acı söylermiş! Biz bu gruptan ikinci çıkacağız. Birinci olacağım hayalleri altımızı kaydırır. Yen Bulguristan’ı ve Gürcistan’ı, onlardan kötü duruma düşme. Bu kadar basit!
İnanın 3 farklı geriye düştüğümüzde bu maç burada bitse demedim desem yalan olur! 6-0 sonrası daha 25 dakika vardı. Ne olur 8-0 olmasın dileğinde bulundum.2 dakikalık uzatma süresi bile içimi acıttı.
Haydi hayırlısı!...