Türkiye’nin en son Dünya Kupası’na katıldığı yıl bugün askere yolcu ettiğimiz Talha Murat 2 yaşındaydı. O şimdi asker Bizim Çocuklar ise Gürcistan seferinde 2026 Dünya Kupası vizesi için ilk maçına çıktı.
3 gol attık ama oyundan çok yıldızlarımızın ışığıyla sonuca gittik. Gürcistan gibi bir takım karşısında gelen her ataklarında nefesimizi tuttuk. 3 puanla başladık ama 90 dakikada 9 doğurduk desek abartı olmaz. Uğurcan’ın son saniye kurtarışı olmasa gücümüz Gürcistan’a da yetmeyecekti.
Arda Güler’in akıl dolu paslarıyla başlayan maçta birinciyi Kerem Aktürkoğlu kendine gelemeden harcarken ikinci pas korner atışında Arda Güler’in servisine Mert Müldür hayır demedi. Kafayla topu filelere gönderince maça önde başlamış olduk.
A Milli Takımımızla ilgili yazdığım yazıları takip edenler Vincenzo Montella’nın oyun sistemini beğenmediğimi daha doğrusu anlamlı bulmadığımı ifade ettiğimi bilir. Kazandığımız maçlar için de aynı kanaatteyim.
Bizim Çocuklar ile tarihimizin en teknik ve en güçlü jenerasyonuna sahibiz. Yıldızlarımızla hiç olmadığı kadar sayı olarak Galaksiye yakın durumdayız. Yani demek istediğim Bizim Çocuklar bireysel yeteneklerini maksimuma yakın kullanıyor. Dolayısıyla top kimin ayağına gelse heyecanımız tavan yapıyor.
Bu heyecana karşılık nasıl bir oyun oynadığımız belli değil. Yunus Akgün gibi Kerem Aktürkoğlu gibi 2 rüzgar gibi kanat adamımız var ama bir kanat organizasyonumuz yok.
Orta alanda da Arda Güler Hakan Çalhanoğlu gibi iki üst düzey adamın top kullanım tercihlerini izliyoruz.
Kenan Yıldız gibi bir dünya yıldızımız daha var, oynayabileceği alan oluşturamıyoruz. Kenan soldan havadan orta yapsa yükselip alacak durumdaki iki adamımız sahanın en kısaları Kerem Aktürkoğlu ve Yunus Akgün! Nasıl bir mantık ve sistem anlaşılır gibi değil.
İyi de Kerem Aktürkoğlu 2 gol attı dediğinizi duyuyorum ama önünde kalan topa tek vuruşla fileleri gördü.
İkinci yarıya da golle başladık ama bir hücum organizasyonundan ziyade Yunus Akgün’ün kaptığı topu Arda Güler ve Kerem Aktürkoğlu için topu filelere göndermek hiç de zor olmadı.
Gürcistan attığı her uzun topta defansımızın arkasına çok kolay indi ki spiker her seferinde kriz geçirdi. Yani savunmamızda tam bir koordinasyona sahip değildi. Gürcülerde neyse ki buldukları pozisyonları değerlendiremedi.
Gürcülerin bulduğu goller söylediklerimi doğruluyor. Ki golllerinin ikincisi 90 artı 8’de geldi.
Yaptığı en doğru iş sarı kartı erken gören İsmail Yüksek yerine Orkun Kökçü ile sararan Kenan Yıldız’ı Ferdi Kadıoğlu ile değiştirmesi oldu.
Barış Alper Yılmaz gibi kafası karışık, son iki haftayı gerginlikle geçiren ve iki maç kaçıran bir futbolcuyu oyuna alması da bana göre gereksizdi. Çünkü Barış Alper Yılmaz oyuna girmesiyle kırmız kart görüp çıkması an meselesiydi.
Böylece Gürcistan’ı da oyuna ortak ettik.
Bu sistemsizlik Pazar günü karşılaşacağımız İspanya gibi bir dev öncesinde iyi sinyaller tabii ki vermedi. Eğer İspanya karşısında mantıklı ve estetik bir oyun ortaya koyamazsak bize demezler mi ‘Gücünüz Gürcülere mi yetiyor?