|   | 
  • Cevahir Kadri

    Umudu Diri Tutmak

    Ümit ve âli himmet insanı Üstat Bediuzzaman Said Nursi, Sünuhat adlı eserinin “Rüyada Bir Hitabe” başlıklı bölümünde şöyle seslenir: “Ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sadâ İslâm’ın sadâsı olacaktır!"

     

    Ümit ve umuda dair şüphesiz pek çok söz söylenmiştir. Her insanın içinde âdeta bir tohum gibi ümit saklıdır. Umut fakirin ekmeğidir diye yer yer umudu küçümseyenler, onu değersizleştirmeye çalışanlar varsa da umut altın ve mücevher kıymetindedir. Yere düşmekle, düşürülmekle değerini kaybetmez o.

     

    Umut ya da ümit fark etmez. TDK Güncel Türkçe Sözlük’te “ümit” kelimesine “umut” kelimesi ile karşılık verilmiş. “Umut” kelimesini açıklarken üç farklı anlam verilmiş ve hepsi de ümitle açıklanmış. Bu sebeple ümit yerine umut kelimesini kullanmakta herhangi bir beis yoktur kanaatindeyim.

     

    Dünyanın binbir türlü hâli var; bütün hâlleri hâlimize uymayabilir. Hâlimize uymuyor, bize sıkıntı, eza cefa veriyor diye kendimizi büsbütün ümitsizliğe, karamsarlığa mı salacağız? Her daim ümitli olmanın faydası çoktur ama ümitsizliğe, yeise kapılmanın hiç mi hiç faydası yoktur.

     

    Ümitsizlik harap eder insanı, ümit ise abat; ümitsizlik çöl, ümit bir vaha. İnsanlar ümitleriyle büyür, ümitleriyle hayalleri kalkar şaha. Üstat Mehmet Akif’i dinleyelim. O, Safahat’ın 3.kitabı olan, ayetlerden mülhem şiirlerin yer aldığı “Hakkın Sesleri” bölümünde Yusuf Suresi’nin “Oğullarım: Gidiniz de Yûsuf’la kardeşini araştırınız, hem sakın Allah’ın inâyetinden ümîdinizi kesmeyiniz; zîrâ, kâfirlerden başkası Allah’ın inâyetinden ümîdini kesmez.” Ayetinin tefsiri mahiyetindeki dizelerinde şöyle seslenir: 

     

    “Âtîyi karanlık görerek azmi bırakmak...

    Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak. 

    (…) 

    Ye’s öyle bataktır ki: Düşersen boğulursun.

    Ümmîde sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!”

     

    Umduğumuz dağlara karlar yağsa, ümit ettiğimiz bağlar bozulsa, hanemiz târümar edilmiş olsa bile ümidi kaybetmek olmaz. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Gençliğe Hitabe’de ne demişti, hatırlayalım: “Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır.” O, bu sözü cumhuriyetin kurumlarının, ordularının her türlü olumsuz şartlara ve duruma düşürülmüş olması ihtimali sonrasında yapılacak iş olarak söylemişti. Demek ki öyle muhkem, öyle sağlam umut dolu bir iradeye sahip olacağız ki “Acılar bizi yıldıramaz!” cümlesinde özetlenen bir metanetle umutlarımızı, hayallerimizi gerçekleştirme yolunda can suyu yapacağız. Necip Fazıl’ın “Veda”sının “Ümidim yılların seline düştü” dizesinde dile getirdiği gibi umutlarımız, hayallerimiz suya düşebilir, buna asla aldırmayacağız, aldırmamalıyız. Suya düşen umutlarımızı, hayallerimizi yeniden canlanma vesile olarak görerek daha gür ve daha canlı olarak istikbale, geleceğe yürüme iradesini göstermeliyiz.

     

    Bakınız ikinci dizesini âdeta bir atasözü gibi dilimize pelesenk ettiğimiz, Kırımlı şair Rahmi bir beytinde neler söyler, kulak verelim: “Âbisten-i safâ vü kederdir leyâl hep/ Gün doğmadan meşime-i şebden neler doğar!” yani “Gece hem mutluluğa hem kedere hamiledir/ Gecenin döl yatağından gün doğmadan neler doğar.” Hiç de haksız değil yani. Ümitleri yerlerde süründürmeye gerek yok!

     

    Ümit gibi bir ruh gıdası var mıdır? İnsanı “yaratılmışların en şereflisi” kılan Yüce Mevlâ ruhlarımıza, gönüllerimize inşirah sunan o kelam-ı ilahisinde ne buyuruyor: “Her zorlukla beraber elbette bir kolaylık vardır.  Evet, her zorlukla beraber elbet bir kolaylık vardır.  O halde mühim bir işi bitirdiğinde hemen başka bir mühim işe sarıl.  Dua ve niyazla yalnızca Rabbine yönelip yalvar!” (İnşirah, 5-7) Ayet-i kerimede dikkat buyrulan, “her zorluktan sonra bir kolaylığın olduğu”nu ifadenin yanı sıra “Bir işle meşguliyetin önemi mühim bir işi bitirdiğinde hemen bir başka işe sarıl!” buyrulmakla meşguliyetin umutsuzluğu yenmeye vesile olduğu da vurgulanmış oluyor.

     

    Ümitlerimiz suya düşse de bunu ümit kuşunun su içe vakti olarak görelim. Ve her daim çağıralım ümidi, umut kuşumuzu, umut kuşlarını. Çağıralım, tıpkı güftesi şair Alim Yıldız’a, bestesi Mustafa Demirci ve Mehmet Emin Ay’a ait olan şu bestedeki gibi “Umut kuşum, yükselmenin vaktidir,/ Çağların doğacak, şafağısın gel./ Sen gökleri saran, ebemkuşağı,/ Kurtuluş neslinin toprağısın gel.”

     

    Umut bir şenliğe hazır olmaktır, baharı daima hayalde tutmaktır umut. Ağaçlar da umutla bekler baharı, devire devire maksuduna ulaşır, onca neharı. Unutma, umutlarını kaybederek umutsuzluk batağında boğulma! Bakıver çevrene; bakıver de daha dün, odun mesabesindeki ağaçların dallarında bugün nice yeşillikler, renk renk nice çiçeklerin olduğunu gör!.. 

     

    Her yana gelmiş bahar, şu mübarek günler hürmetine kalplere de doğsun güneş, vicdanlar da aydınlansın. Günler aysın, insanlar ölümün kardeşi kış uykularından uyansın; hakikat şafağıyla hakkın hukukun ve adaletin güneşi doğsun da her yan aydınlansın. Kışta kalmasın hiçbir akıl, hiçbir kalp ve vicdan. Uyan, ey insan uyan. Geçip gitmede ömür, bir daha gelmeye imkân yok. Geleyim desen de yalvarsan Rabbine buna maksudunca cevabı sevap yok. Kazanmak istersen iki cihan saadeti, bekleme yarınları, bekleme meserreti. Bir gün bekliyorsan, işte o günü bu gün bil, hemen davran ve Hakk’ın huzurunda rükua eğil!..

     

    Rabbim içinde bulunduğumuz şu mübarek gün ve geceler hürmetine gönüllere merhamet, akıllara hidayet, kalp ve vicdanlara izan nasip eylesin; uçup gitsin içimizden kin, nefret, suizan. Âmin!..

    ***

    Not: Kadir Gece’miz mübarek, dualarımız hayırlısı ile kabul olsun. Hayırlı, huzurlu bayramlar dilerim. Rabbim hayırlı bekleyişte olanlara hayırlar, vuslatlar nasip eylesin. Cümlemizi korktuklarımızdan emin, umduklarımıza nail eylesin inşallah!

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.