Vezirin Feraseti
	
	Adaletiyle ünlü Acem şahlarından Feridun’un kıymetli bir veziri vardı. Zeki, ileriyi gören, akıllı bir adamdı. Her şeyden önce Allah rızasını gözetir, sultanın emri sonra gelirdi.
	
	Bir sabah halktan biri hükümdarın huzuruna çıkarak:
	"Ey adaletli Sultanımız! Günlerin huzur içinde geçsin, Allah muradını versin!" diye dualar etti. Sonra da şöyle söyledi:
	"Sözlerimi kötülük niyetiyle değil, iyilik olarak kabul buyurun. Veziriniz size karşı gizli bir düşmanlık içindedir. Çünkü hazinenizden, en büyüğünden en küçüğüne kadar bütün askere borç veriyor. Ayrıca, yüce şahımız ne zaman ölürse o zaman ödemelerini istiyor. Yani bu alçak adam hem hazineni boşaltıyor hem de yaşamanı istemiyor."
	
	Feridun Şah, şikayetçi adamı gönderdikten sonra vezirini çağırdı. Ona büyük bir nefretle baktıktan sonra:
	"Karşımda dost gibi görünüyorsun, lâkin yüreğinden kötülüğümü düşünüyorsun. Neden acaba?" dedi.
	Vezir tahtın önünde yer öperek:
	"Adaletli sultanım! Madem ki sordunuz, saklamak olmaz. Öyle istiyorum ki, benim gibi herkes, sizin sağlığına ve iyiliğine dua etsin. Onun için herkese borç para veriyorum. Aldıkları paraları öldüğünüzde ödemeleri meselesine gelince; ödemelerini alabildiğince geciktirebilmek için, sizin daha çok yaşamanıza dua edeceklerdir. Siz de halkın ve askerin, bütün samimiyetleriyle ömrünüzün uzun olmasına dua etmesini istemez misiniz? Veliler duayı ganimet sayarlar. Çünkü dua, kaza okunun önünde en tesirli kalkandır."
	
	Bu sözler sultanın çok hoşuna gitti. Yüzünü sevinç kapladı. Vezirinin kendisi hakkındaki niyetinin temiz olması gönlünü ferahlattı.
	
	* * *
	
	Dedikoducular kadar kalbi fesat kimse yoktur. Onlar cahil ve kötü düşünceli olduklarından, dostlar arasına her zaman düşmanlık sokarlar. Halbuki sonradan dostlar barışır, fitneciler mahcup olurlar. İki kişi arasındaki ateşi alevlendirmek, sonra da ortalarına kendini atmak asla akıl kârı değildir.
	
	Şeyh Sadi, Bostan ve Gülistan’dan Seçme Öyküler, Haz. Can Alpgüvenç, Nesil Yayınları, İstanbul 2011
	
	Bir beyit/şiir:
	İncitme
	
	Gölgesinde otur amma
	Yaprak senden incinmesin.
	Temizlen de gir mezara
	Toprak senden incinmesin.
	
	Yollar uzun, yollar ince
	Yol kısalır aşk gelince
	Yat kurban ol İsmail’ce
	Bıçak senden incinmesin.
	
	Burdayım de ararlarsa
	Doğru söyle sorarlarsa
	Tabutuna sararlarsa
	Bayrak senden incinmesin.
	
	İl göçsün göçtüğün vakit
	Yol yansın geçtiğin vakit
	Suyundan içtiğin vakit
	Kaynak senden incinmesin.
	
	Toz konmasın sakın sana
	Hakkı geçer halkın sana
	Gücenmesin yakın sana
	Uzak senden incinmesin.
	
	(Yasaklı Rüyalar)
	
	Abdurrahim Karakoç

                                            


















                                                        
                                                        
                                                        
                                                        
                                                        
                                                        
                                                        
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.