|   | 
  • Nurettin Bilgen

    TEBRİZ VE URUMİYE'DEN ESENDERE'YE

    Selamların en güzeliyle…Kıymetli dostlarım, önceki haftaki yazımızda Erdebil’de Gafuri Bey kardeşimizin misafiri olmuş, çayını içmiştik. Ayrıca Erdebil’de kaldığımız kısa sürede gezdiğimiz yerler arasında şu önemli yapılar vardı: Safevi Devleti’nin kudretli Sultanı Şah İsmail ve dedesinin türbelerinin bulunduğu Saray, Geleneksel örtülü Şahseven Kadınlarıve meşhur Şahseven Halıları vardır…

    Oradan ayrılıp yola çıktığımızda vakit, öğle ile ikindi arası olmuştu. Ben size ta yolun başında demiştim “Birçok sevdadır gezmek, birçok dostluktur seyahatler!” diye. Evet, tüm dostlarımızın yanına yeni bir dost daha kazanmıştık uzak diyarlarda; o bizi biz de onu kardeş gibi sevdik bir daha unutmamak ve tekrar görüşmek üzere vedalaştık, hem de buruk bir veda ile.

    Geniş bir plato üzerinde yer alan ve etrafı bozkır hatta çöl özelliğindeki Sarab-Erdebil otoyolundan batıya doğru hareket edip bir hayli yol almıştık ki büyükçe bir yerleşim yeri olan Erdebil eyaletine bağlı bir il merkezi olanNir’e ulaştık. Nîr’in bal çarşısı meşhurdur, buradan bal aldık. Ardından çarşıda bir gezinti yapıp akşam yemeği yedik ve inşaatı henüz tamamlanmamış olan Nîr Camii’nde akşam namazını kıldık. O dönemde elimizde henüz akıllı telefonlar yoktu, bu yüzden yol sorma ve harita temin etme ihtiyacımız oluyordu.

    Akşam namazının ardından Tebriz’e hareket ettik.1,5 milyonu aşan nüfusu ile Güney Azerbaycan’ın en büyük, İran’ın da üçüncü büyük şehri olan Tebriz halkının tamamına yakını Azeri Türklerinden oluşmaktadır. Konuşulan dil Farsçadan çok, Azeri lehçesindeki Türkçedir. Tebriz tarihi Karadeniz’in kuzeyinden Trabzon,Gümüşhane, Erzurum, Ağrı üzerinden geçerek İran’a uzanan İPEK YOLU üzerinde yer alan şehirlerden birisidir.Kuruluş tarihi çok eski olup 5 bin yıl öncesine kadar gitmektedir. Tebriz’de: Tebriz Kalesi, Saat Kulesi, Göy Mescit, Tebriz Çarşısı ve Kapalı Çarşı, Azerbaycan Müzesi, Emir Nizam Evi,Behnam Evi, Şairler Anıtı, Gülistan Park, Şah Gölü gibi çok sayıda tarihi, doğal turistik gezilip görülecek mekanlar ve eserler vardır.

    Tebriz’e geldiğimizde, vakit bir hayli geç olmuştu. Gece, ışıl ışıl caddelerinden ve parklarından arabayla geçerek yolumuza devam etme kararı aldık.

    Tebriz’den güneybatı yönünde Hüsrevşah ve İlhıçı kasabalarını da geçerek, saat gece yarısını gösterdiğinde Urumiye Gölü kıyısında Gemici’ye ve oradan da feribot iskelesinin de bulunduğu Akkümbet’e geldik. Burada bizi şaşırtan bir durumla karşılaştık. Bu saatten sonra sabah 7’ye kadar feribot seferleri duruyordu. Oysa biz kestirme yolu izleyip sabah Urumiye’den Yüksekova sınır kapısından Türkiye’ye geçmeyi planlamıştık.

    Elimiz mahkûm arabanın içinde feribot iskelesinde sabahlamaya karar verdik. Gece boyunca yorgunluğun etkisiyle uyumuşuz. Sabah kalktığımızda henüz güneş doğmamıştı. Sabah namazlarımızı göl kıyısında açık alanda kıldık. Hava burada oldukça serindi. Tan yerinin önce kızarıp sonra ağarmaya başlaması ile yine fotoğraf makinemizi hazırladık ve muhteşem resimler çektik. Gölün kıyısını kaplayan bembeyaz tuz tabakası bu gölün dere ağızları dışında canlı yaşamadığının da bir göstergesi idi.Van Gölü’nün sularının sodalı olması gibi Urumiye Gölü’nün suları da çok tuzlu ve sodalı idi. İran’ın önemli miktarda tuz ihtiyacı da bu gölden karşılanıyordu.

    Sabah saat 7 olduğunda feribot geldi ve bizimle birlikte bekleyen onlarca araç, pikap, traktör vs. feribotun hareketiyle Umumiye’ye doğru hareket ettik.Akkümbet ile gölün kuş uçuşu batı kıyısı arasında “Urumiye Gölü Köprüsü” inşaatı devam etmekteydi. Henüz ulaşıma açılmamıştı. Ulaşıma açılınca dört saatlik yol yirmi dakikada gidilecekti. Göl üzerinde giderken araçtan inip göl ve çevresi ile ilgili muhteşem resimler çektim.

    Derken feribotumuz Urumiye yakınlarındaki iskeleye yanaştı. Arabamızla Urumiye’ye doğru hareket ettik. Kısa bir süre sonra Urumiye’ye geldik.Urumiye İran’ın güney batısında Zağros Dağları’nın kuzey batısında yer alan Türkiye sınırındaki en önemli ve büyük bir şehridir. Halkının çoğunluğunu Kürt nüfus teşkil eder. Genel olarak tarım şehri olmakla birlikte ticaret çok önemli bir gelir kaynağıdır.

    1milyon nüfusu ile Urumiyeşehri önemli turizm potansiyeli de taşır. Urumiye Gölü, Meryem Ana Kilisesi, Tarihi Çarşı yanında doğal güzellikleri de bizi buraya bağladı. Bu kısa ve özet Urumiye gezimizin ardından Serowsınır kapısı yani bizim Hakkâri Yüksekova’da yer alan Esendere sınır kapısına doğru hareket ettik. Yolda benzin istasyonu sayısı iyice artmıştı biz de İran’da benzin ucuz olduğu için arabamızın deposunu tastamam doldurduk. Ardından Serow’a geldik. Bir an önce ülkemize dönmek istiyorduk. Üstelik Bitlis’te bizi bekleyen ve her ikisi de öğretmen olan Bacanağım İbrahim Bey ile eşi Şahide Hanım arada bir telefonla nerede olduğumuzu soruyorlardı.

    Kıymetli dostlarım sınır kapısında öyle bir olay başımıza geldi ki onu da sizinle haftaya paylaşacağım. Öyle böyle değil bu olay.Sizleri Allah’a emanet ediyorum kıymetli dostlarım, hoşça kalın, dostça kalın!
    ***
    Sular yükseldikçe balıklar karıncaları yer, sular çekildikçe de karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemeli. Çünkü kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir.

    Afrika ATASÖZÜ

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.