|   | 
  • Kiralık Kalem (Satılık Değil Ama)

    ÇİFT DİKİŞ VE HELVACI KÂĞIDI (2)

     

    26.03.2020 tarihli, maalesef eskimeyen bir yazım:

     

    MİLLÎ EĞİTİMİN YENİ HAMLESİ NASIL DEĞERLENDİRİLMELİDİR, BU HAMLE ÖĞRENCİLER AÇISINDAN NE GİBİ SONUÇLAR DOĞURABİLİR?

    Çok öğrencimiz var. Eh, nüfus da kalabalık... 

    Elhamdulillah, öğrenim görmeyen kimse kalmadı memlekette. Her türden, çeşit çeşit milyonlarca çocuk, milyonlarca öğrenci... Start çizgisinden yola çıkmış, (genetik mühendisi olmak isteyen bir absürt grup kenara bırakılırsa) hepsi de doktor olma hedefine doğru birbirleriyle yarışmakta olan öğrenciler ve menajerleri (yani ana babaları)... Aman Allah’ım ne değişik yarışma teknikleri... Gündüz gece demeden kitap defter yutanlar... Yıllar yılı özel dershanelere abone olanlar... Akla gelmedik yollarla kopye çekenler... Soru çalanlar... Sınavlarda dublör kullananlar... Akıl almayacak türden rüşvet icrasında bulunanlar... Özel iltimasların arkasına sığınanlar... Okul yöneticilerini ve öğretmenleri tehdit edenler, onlara saldıranlar... Yurt dışındaki gariban ülkelerde tıp tahsili için oluk oluk paralar akıtanlar... Rakiplere çelme takmanın yollarını arayanlar...

     

    İşte tam da bu hengâmda sınıf tekrarı uygulamasının öğrenciler açısından ne anlama geldiğini iyi düşünmeliyiz. Akıllı olalım, ayağımızı yere basalım. Benim tecrübelerimle sabittir ki “sınıf tekrarı yapmak zorunda kalan öğrenci” demek (özel durumlar, istisnalar hariç), “bu yarışı rahatlıkla götüremeyecek öğrenci” demektir. Hedefe ulaşsa bile o noktada da başarılı, verimli olamayacak birey demektir. Hele sınıf tekrarlamaları birden fazla oluyorsa, sorun var diye düşünülmeli ve vakit kaybetmeden makul, gerçekçi çözümler aranmalıdır. 

     

    Sınıf tekrarı uygulamasına geri dönüldüğünde, bulunduğu yere lâyık (haydi “uygun” diyelim), çalışkan ve başarılı öğrenciler mutlaka memnun olacaklardır. “Oh, biz bize kaldık, paçamıza yapışıp yıldırım hızıyla koşmamızı engelleyen safralardan kurtulduk.” diyeceklerdir. Gerçekten de o zaman onlarla daha lâyık oldukları biçimde ilgilenilebilecek, daha ileri gitmelerine fırsatlar verilebilecektir. Bu durum, ilgili eğitimcileri de rahatlatacak, belki şevklerini de artıracaktır. O öğrenciler açısından da toplumumuz açısından da daha ileri hedeflere varılma imkânı sağlanmış olacaktır. Tutulacak yol, fırsat eşitliğine falan da halel getirmez ha! Burası böyle. 

     

    Ancak, öğrencilerin yarıdan fazla bir bölümü, kapasite bakımından ve niyet bakımından ve sebat bakımından ve gayret bakımından yukarıda anlattığım öğrenci grubuna girmemektedir. Çoğunluk, çeşitli engellerle mâlüldür: 

    *Birinci engel, kapasite yetersizliğidir. Belki Aziz Nesin’in dediği oranda değil ama gerçekten azımsanamayacak sayıda kapasitesi yetersiz öğrenci vardır. İki kere iki dört; insanoğlunun çoğunluğu, vasatın altında bir zekâya, düşük kavrama ve anlama kapasitesine sahiptir. Sahibiz. Çoğunluğumuz safkan Arap yarış atı değil, minyatür midilli atları gibiyiz. Midilli atlarının seçilip ayıklanmaları, diğer küheylanlarla aynı kulvarda yarıştırılmamaları, onların kendilerine uygun kulvarlarda koşturulmaları, çok önemli bir şart ve çok yerinde bir adalettir. Aksi takdirde karşımıza; isteksiz, yılgın, başarısız, verimsiz, âsî, sorunlu bir kitle çıkar ve bizim iki ayağımızı bir pabuca sokar. Bugün olduğu gibi.

    Sosyologlar, pedagoglar, eğitimbilimci akademisyenler ve değerli öğretmenler, lütfen sakin ve salim kafayla bakınız konuya ve lütfen gerçekçi olunuz. Değerli öğretmenlerim; lütfen, “Çalışırsa başarır.” sözünü devreye sokarak işi geçiştirmeye ve sorumluluktan kurtulmaya çalışmayınız. Bu sözü söylerken kendinizin inanıp inanmadığınızı bir düşünün hele. Sonra şu konu da araştırılsın: Sayısal zekâ... sözel zekâ... sosyal zekâ... sanatsal zekâ... vb...  Gerçekte var mı böyle bir şey? 35 yıl öğretmenlik yaptım; sayısal sınıflardaki öğrencilerin kompozisyonları sözel sınıflardaki öğrencilerin kompozisyonlarından her zaman daha iyi idi. Sayısalı seçmiş öğrencilerin çoğu, resimde, müzikte de diğerlerinden daha iyi idiler. Bu konu, yeniden derinlemesine ve gerçekçi biçimde incelensin isterim. Kendimizi, velileri ve öğrencileri kandırmayalım. Kapasitesi sınırlı öğrencilerin oranı epeyce çoktur ve bu öğrencilerin kapasite yetersizlikleri genellikle tek konuya, tek alana müteveccih değildir. Öyleyse bu gerçeğe uygun hareket yolları belirlenmeli ve benimsenmelidir. Sınıf tekrarının ve akıllı bir tasnif ile yönlendirmenin böyle olan öğrencilere kazandıracağı artılara kesinlikle ihtiyaç vardır.

    *Şu ya da bu nedenlerden dolayı tembel, çalışmayı sevmeyen öğrencilerin sayısı da bir hayli yüksektir. Bilmem, basiretli ve insaf sahibi bir eğitimci, bu düşünceme itiraz edebilir mi? Ayrıntıya, analize girmeyeceğim burada. Sınıf tekrarı uygulaması, bu olumsuzluğun ortadan kaldırılmasına da büyük oranda katkı sağlayabilir. 

    *Şımarık, şirret, küstah, terbiyesiz, adam olmaya niyeti bulunmayan, yani eğitime kolay kolay “evet” demeyecek öğrenciler de bir başka mâlül grubu oluşturmaktadır. Sayıları da her geçen gün artmaktadır. Bu öğrenciler hakkında da en doğru, en faydalı kararlar verilmelidir. Sınıf tekrarı uygulaması, böyle olan öğrencilerin ya kendilerine çeki düzen vermeleri ya da o ortamdan diskalifiye edilmeleri bakımından yararlıdır, gereklidir.

    *Klinik vak’a sayılabilecek türden kişilik bozukluğu bulunanlar ve zihinsel engellilerse özel bir grup oluşturmaktadır. Bunların, ‘kaynaştırma’ adı verilen uygulamadan yarar mı zarar mı gördükleri de titiz bir şekilde araştırılmalıdır. İlgili bütün öğretmenlerin (gerekirse anket yoluyla) fikirleri, değerlendirmeleri alınmalıdır. Sınıf tekrarı, teşhisleri ve yönlendirilmeleri açısından böyle öğrencilerin de yararına olacaktır. 

     

    Saydığım bu mâlüliyetler çoğu zaman da birbirlerini tetiklemektedirler. Ancak bu farklılıklar mevcut sistemde hiç kimse için bir sorun oluşturmamakta, öğrencilerin hepsi (üniversite kapısına kafasını vuruncaya ya da hayat denizinde su yutmaya başlayıncaya kadar) cümbür cemaat yürümekte, ilerlemektedir. “Eğitim” başlığını saklı tutuyorum ama bugünkü sistem, genel anlamda çocuklarımızı bir bakıma kandırmaktadır. Öğrencileri en doğru biçimde değerlendirebilmek açısından, “sınıf tekrarı” söylemiyle bir seçme, ayıklama ve yönlendirme mantalitesine gerçekten gerek vardır. Kendileriyle ilgili gerçeklerle, başlarını üniversite kapısına çarpmalarından önce, erken vakitte karşılaşmaları, öğrencilerin lehine bir şeydir. Sınıf tekrarı uygulaması buna kesinlikle katkı sağlar. Çünkü bilirsiniz, gerek ödüller gerekse cezalar, te’cilen (gecikmiş olarak) verilirse etkisi ve kıymeti az olur. Ama tersine ta’cilen (hemen, sıcağı sıcağına) verilirse, çok etkili olur ve bazı şeylerin düzelmesine, bazı şeylerin daha da güzelleşmesine vesile olur. Bana bugün vereceğiniz bir gümüş madalya, beni, iki üç yıl sonrası için vaatte bulunacağınız bir altın madalyadan daha çok motive eder. 

     

    Şayet (bizim ülkemizde çok zor olmasına rağmen) velilerin bencillikleri, işgüzarlıkları, bilmişlikleri bertaraf edilebilirse, yeniden bu uygulamaya geçilmesi, ikinci grup olarak sıraladığım türden öğrenciler açısından büyük bir sorun da çıkartmaz diye düşünüyorum. Kaldı ki gerçekler güzelce anlatılırsa ikna olurlar ve kabullenip uyarlar. Burası da böyle. 

     

    Fakat ilgililere ve yetkililere bu noktadan itibaren çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Elinize elek alıp elemek kolaydır, ancak geriye kalanları değerlendirmek o kadar kolay değildir. Bunu yapamazsanız büyük vebale girer, toplumu iyice felç etmiş olursunuz. Atmayı planladığınız adımları realize edemez, yönlendirme konusunda sözlerinizi dinletemezsiniz. En iyiler grubuna giremeyen bu gençler de kendilerine uygun biçimde çok iyi yetiştirilmeli, başarabilecekleri ve sevebilecekleri mesleklere yönlendirilmelidir. Kendilerine insanca, saygın bir yaşam standardı sağlayacak vasatlar hazırlanmalı, insanca yaşam konusunda güvenceleri olmalıdır. Bunun böyle olduğunu bilirlerse onlar da öğrencilikleri sırasında haklarında verilecek hükümleri olgunlukla karşılar ve belirlenen yörüngelerde huzur ve coşkuyla ilerler, toplum açısından sorun olma sıkıntısından kurtulurlar. Ve tabi ki üretime katkıda bulunur, toplum için birer kazanç olurlar. Fakat, onlar için gerekli alt yapı ve iyi, kaliteli bir gelecek hazırlanmadığı sürece, bu sisteme geçmenin kazandıracağı hiçbir artı olmayacak, imam bildiğini okuyacaktır. Mühendisin amacı, küçüğünden büyüğüne bütün dişlileri, makaraları, kayışları, zincirleri, cıvataları ve somunları birbiriyle uyumlu olan, kendilerinden ve birbirlerinden hoşnut olan mutlu bir makine üretmektir. Çünkü ancak böyle bir makine sorunsuz çalışır ve verimli olur.

     

    SONUÇ: Sınıf tekrarı uygulaması geri gelirse başarılı öğrenciler bunu memnuniyetle karşılayacak ve mutlaka değerlendireceklerdir. Başarısız öğrencilerden bazılarına kamçı etkisi yapacak ve onların da derslerle daha çok ilgilenmelerini sağlayacaktır. Başarısız öğrencilerin bazıları, belki kopye çekmek, yağcılık yapmak gibi hoş olmayan yollardan daha fazla medet umacaklardır. Saldırganlık örnekleri sergileyenler çıkabilecektir. Bazıları biraz kaderlerine küsecek, boyunlarını bükeceklerdir. Aynı sınıfı ikinci yıl okuyanların o sınıfa yeni yükselenlerle birliktelikleri, bazı sorunlar çıkarabilecektir. Bazı öğrenciler aynı sınıfı geçmeyi ikinci yılda da başaramayabileceklerdir. Bütünleme uygulaması yine olacak mıdır, uygulama esasları nelerdir? Bu konular, gerçekçi çözümler gerektirecek ayrı sorunlardır.

     

    Sınıf tekrarı adımı atılmadan önce geriye doğru, bu uygulamanın yapıldığı önceki yıllara doğru bir araştırma, inceleme yapılmalı, uygulandığı dönemlerde yaşanan sorunlar öğrenilmeye ve yeni uygulama adına çözümler üretmeye çalışılmalıdır. 

     

    Bütün gereklilikler yerine getirilir ve oyunun kuralları akıllıca belirlenirse, SINIF TEKRARI UYGULAMASI ÖĞRENCİLER AÇISINDAN YARARLI OLABİLİR VE ÖĞRENCİLER DE ZAMANLA BUNU KABULLENEBİLİRLER.

     

    ÖĞRENCİLERİN, BİR SEÇME AYIKLAMA YAPILMAKSIZIN, LÂYIK OLUP OLMADIKLARINA BAKILMAKSIZIN PALDIR KÜLDÜR SINIF GEÇMELERİNE hayır.

    Hayırist, esenlik dolu HAYIRLI günler diler.

     

    R. Serdar Özmilli

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.