|   | 
  • Gökhan Bozkuş

    Trende Joker’i Gördüm 

     

     

    Birkaç gün önce trende bir adam kendi kendine gülümsüyordu. Hayır, hayır kahkaha atıyordu. Gözlerinin içinde saklanmış bir hüzün vardı; ama dudaklarında bir tebessüm. İnsanlar başlarını çevirdi, görmezden geldiler. Bense gözlerimi ondan alamadım. Kapılarını Arayan Anahtarlar öykümün öznesi adam geldi önce aklıma. Kahkahası derinleşince ise başka bir ismi düşündüm. Yüzü silinmiş ama sesi hâlâ yankılanan bir adam: Joker. 

      Hani şu palyaçoya benzeyen adam. Hani o hiç kimse olan ama bir anda herkesin aynasına dönüşen karakter. O, bir film karakteri olmanın ötesinde, toplumun bastırdığı çığlığın vücut bulmuş hâli gibi. Bizim içimizde saklanan öfkenin, dışlanmışlığın, sessizliğin sesi. 

    Eskiden hayatımın bir trajedi olduğunu düşünürdüm, ama şimdi fark ediyorum ki tam bir komediymiş. 

    Böyle diyordu Joker. Aslında hepimiz bir trajedinin içinde doğuyoruz ama toplum bize komedi oynamamızı öğretiyor. Ağlamamıza izin yok, susmamıza bile pek yer yok. Gülmek zorundayız. 'Her şey yolundaymış' gibi davranmak... En kötüsü de inandırmak kendimizi bu yalana. Alışmak da diyebiliriz. Suç ve Ceza’da diyor ya Dostoyevski: Önce biraz ağladılar ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışıyor. 

      Joker işte tam bu noktada doğuyor. Gülüyor, evet. Ama kahkahası sahici değil. Bir hastalığın ürünü gibi görünen o kahkahalar, aslında içimizde bastırdığımız duyguların yankısı. Bazen bir öğretmen oluyor Joker; bastırılmış bir çocuğun yüzünde. Bazen bir temizlik görevlisi oluyor; hiçe sayılmış bir hayatın iç çekişinde. Bazen de bir anne oluyor, iki çocuğuna ne yedireceğini bilemeden gülümseyen. 

    Trendeki herkes kahkaha atan o adama deli gibi bakarken ben sarılmak istedim bir anne gibi. Size garip gelebilir. Ben delileri seviyorum. Delirmeyenleri, deliremeyenleri anlayamıyorum. Öyle bir hayat yaşıyoruz ki bütün dünyada delirmemek mümkün değil. Joker delirmedi. Delirten bizdik. 

    Onu görmezden gelen sistemdi. Yardım istediğinde duymayan sosyal hizmetlerdi. Kahkahasıyla dalga geçen sokaktaki çocuktu. "Bu adam tuhaf" diyen kalabalıktı. 

    Film boyunca izledik onu, ama aynı zamanda kendimizi izledik. Bir bakıma hepimizin içinde Joker’den bir parça var. Kimimiz bastırıyoruz, kimimiz unuttuk sanıyoruz. Ama o içimizde bir yerde, varlığını sürdürüyor. 

    Belki bir metroda, belki bir sabah aynaya baktığımızda o kahkahayı duyar gibi oluyoruz. Çünkü hiçbir yara yoktur ki tamamen iyileşsin; sadece makyajla örtülür. 

    Toplum, anlamadığı her şeyi "deli" olarak etiketlemeye bayılır. Ama bazen en deli dediklerimiz, en fazla düşünenlerdir. Joker’in gülüşü bu yüzden ürkütücü: çünkü orada bastırılmış bir akıl, yaralı bir ruh konuşur. 

    Peki biz ne yapabiliriz? 

    Belki bu hafta sokakta rastladığın birine "Nasılsın?" diye sormakla başlayabilirsin. Gerçekten, içtenlikle. 

    Çünkü belki de o kişi, gülüşünün ardında bir çığlık saklıyordur. 

    Joker olmak istemiyoruz. Ama Joker’i anlamaya cesaret edelim. Çünkü anlamak, yalnızlığın panzehiridir. 

    Ve bazen... bir tebessüm, bir dünyayı kurtarır. 

    Bilmiyorum ben de mi delirdim ama konuştu gözleriyle trendeki adam bana. Edip Cansever’in Mendilimde Kan Sesleri şiirini okudu da Ahmet abi yerine Gökhan abi dedi sanki. Jokeri yaz benim için dedi. Ben gülmüyordum o gülüyordu. Bilmiyorum belki de bana  

    Gülemiyorsun ya, gülmek 

    Bir halk gülüyorsa gülmektir, dedi. 

     

     

    Boynu bükük duruyorsam eğer   

    İçimden öyle geldiği için değil   

    Ama hiç değil   

    Ah güzel Ahmet abim benim   

    İnsan yaşadığı yere benzer   

    O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer   

    Suyunda yüzen balığa   

    Toprağını iten çiçeğe   

    Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine   

    Konyanın beyaz   

    Antebin kırmızı düzlüğüne benzer   

    Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir   

    Denize benzer ki dalgalıdır bakışları   

    Evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına   

    Öylesine benzer ki   

    Ve avlularına   

    (Bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi)   

    Ve sözlerine    

    (Yani bir cep aynası alım-satımına belki)   

    Ve bir gün birinin adres sormasına benzer   

    Sorarken sorarken üzünçlü bir görüntüsüne   

    Camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına   

    Öyle bir cıgara yakımına, birinin gazoz açmasına   

    Minibüslerine, gecekondularına   

    Hasretine, yalanına benzer 

    Anısı işsizliktir 

    Acısı bilincidir 

    Bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan 

    Gülemiyorsun ya, gülmek 

    Bir halk gülüyorsa gülmektir 

    Ne kadar benziyoruz Türkiye'ye Ahmet Abi. 

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.