|   | 
  • Sabahattin Sürmen

    Türkiye, Bulgaristan’ını Altı Etti: 6-1. Skor Şahane Fakat…

    Dünya Kupası Grup Elemelerinde deplasmanda Bulgaristan’ın altı’nı üstüne getiren Türkiye, yıldızlarıyla sonuca gitti. 

    Bizim taraftan bakınca 6-1. Benim uğurlu sayım.  

    İspanya’dan Türkiye’de 6 yediğimiz maç sonrası inanılmaz şekilde moralimizin bozulduğu sürecin ardından 6 gollü Bulgaristan galibiyeti tabii ki çok kıymetli!

    İspanya ve Gürcistan’ın 3 farkla geçtiği Bulgaristan’a 6 atmak elbette önemli bir skor. Fakat lütfen söyler misiniz şahane sonuca karşılık ortadaki futbola bahane ne nedir?

    Böylesine önemli bir farka rağmen Gürcistan maçı öncesi içi rahat olmayan sadece ben miyim söyleyin?

    İçi rahat olmayan sadece ben ise sorun yok, sineye çekerim. Gürcistan maçında maç boyunca dua ederim. Ama sizi kandırmam kendimi zaten hiç kandıramam! 

    Arkadaşlar, futbol bir sistem oyunudur. Bir sistemin olur, bu sistem matematikten, fizikten, kimyadan, istatistikten, biyolojiden, sosyal bilimlerden, psikolojiden beslenir. 6 gol atmamıza rağmen söyler misiniz Sinyor Montella’nın sahadaki sistemi neydi? Bilen, anlayan varsa söylesin…

    Türkiye’nin yolunu yıldızlar aydınlatıyor: Bizim Çocuklar! 

    Yıldızların aydınlattığı yollar her zaman risklidir. Yıldızları göremediğiniz zaman yolunuzu nasıl bulacaksınız? Böyle durumlarda İspanya karşısında olduğu gibi kaybolursunuz?

    Ne diyordu rahmetli Ferdi Tayfur: 

    Yıldızlar da kayar!... 

    Yıldızlar sonsuz değildir, onların da bir sonu vardır. Onun için Güneş Sistemi gibi bir sistem olmalı ve kesinlikle bir sistemde yürümeliyiz. 

    Türkiye çok yıldız gördü. 

    Ama bugün Arda Güler, Hakan Çalhanoğlu, Kenan Yıldız var. Dün Lefter, Cemil Turan, Şenol Güneş, Metin-Ali-Feyyaz, Arda Turan, Fatih Terim, Turgay Şeren daha neleri vardı!

    Arda Turan’dan Arda Güler’e! Biri Barcelona biri Real Madrid yıldızı. Ama hep bir sistemin içinde çok daha parlak günlere ulaştı.

    Dünya sıralamasında yüzüncü sıraya yakın olan Bulgaristan’a 6 gol atmak bence ölçü değil. Onun için deplasmanda çok zor geçtiğimiz Gürcistan, salı günü öncesi Kocaeli’de beni huzursuz ediyor.

    Bulgaristan maçında bir kez daha gördük ki, orta saha da Hakan Çalhanoğlu ve Arda Güler’i kilitleyen takımlar Türkiye’nin elini kolunu bağlıyor. Hareketsiz hale geliyoruz. Nefessiz kalıyoruz…

    Bu iki yıldıza maç içinde sonsuzluk sağlayacak sistemleri, alternatifleri ve çözümleri üretmediğimiz sürece Bulgaristan maçında olduğu gibi belki altı atarız ama dokuz doğururuz. İspanya gibiler karşısında da fark yer boğuluruz.

    Rakiplerimiz Hakan Çalhanoğlu ve Arda Güler’e mahkum olduğumuzu, defansımızı öne çekip arkamıza attıkları uzun toplarda ağır kaldığımızı görüyor. Kornerlerde ve serbest vuruşlarda hava hakimiyeti sağlayamadığımızı biliyor. 

    6 Farkın içinde bile son dakikaya kadar Bulgaristan’ın yakaladığı ve atamadığı fırsatları da lütfen hatırlayın! 

    Onun için bir sistemimiz olmalı, bu sistemin içinde de farklı rotalar çizmeli, daraldığımızda, bunaldığımız da bir çıkış yolu bulabilmeliyiz!

    Yoksaaaa İspanya ve dengi rakiplerden fark yerken, onların arkasından acaba ikinci olabilir miyiz, bunun sonucunda tüm ikincilerin içindeki play-off’tan çıkabilir miyiz diye debelenip dururuz. 

    Of ki oofff!   

    Ben, işin doğrusu A Milli Takımı’mızda oynanan futbol adına bir sistem göremedim. Bulgarlar kendi kalelerine gol atmasaydı ilk yarıda olduğu gibi 1-1 gidecektik sanki. Neyse ki hemen ardından Bizim Çocuklar, yıldızlarımız parladı da farka gittik. 

    Arkadaşlar 6 gollü sonuç, arkasındaki karmaşayı ve çaresizliği perdelememelidir! Milli Takımımız Bulgarların kendi kalesine gol atmasını ümit etmemeli ve bundan medet beklememelidir.

     Yahu yazar arkadaş, bir dur, 6 farklı Bizim Çocuklar‘ın galibiyetine sevinelim, kutlayalım dediğinizi duyuyorum. 

    Kesinlikle haklısınız. 

    Ben de farklı sonuca şahane diyorum ama bu oyuna bahane ne diyorum…

    İspanya’dan 6 gol yiyen Uğurcan Çakır ile başlamak belki O’na güveni göstermek açısından anlamlıydı ama motivasyon kaybı, ekstra stresi ve arkasındaki Mert Günok, Altay Bayındır ve hatta Fransa’da harikalar ortaya koyan Berke Özer açısından iyi olmadı.

    Zeki Çelik hamlesi çok yerindeydi, Ferdi Kadıoğlu da iyi döndü. İsmail Yüksek, Orkun Kökçü ve Salih Özcan arasındaki tercihi de tartışırım. 

    Takımında oynamayan Oğuz mu Yunus Akgün mü onu da tartışırım. Bu tercihin Kerem Aktürkoğlu ile uyum sağlanması amacını da duymak istemem. 

    Bu takımın sabit bir santraforu kesinlikle olmalıdır. Rakip defansın arkasını müsait olan, işi olmayan, boşta kalan değil o noktanın sahibi doldurmalıdır. Gol noktasına atılan topların bir sahibi olmalıdır. 

    Bundesliga’yı hallaç pamuğu gibi atan, 6 golle başlayan Can Uzun’u kulübede oturtmak, ilk 11’de başlatmamak bana göre çok yanlıştır, hiçbir açıklaması olamaz. Başka bir açıdan da bakarsan kul hakkını yemektir. Can Uzun’u heba etmektir. 

    Yapma Sinyor Lütfen bunu yapma!

    Kısacası kendi bir oyun sistemimiz olmalı, kendi oyun karakterimizi sahaya koymalı, rakibe yedirmeliyiz. 

    Bireysel yıldız becerileriyle Bizim Çocuklar’ın yükünü artırmamalıyız. 

    Gürcistan maçına Bulgaristan nitelikli çıkarsak işimiz hiç kolay olmaz. 

    Benden söylemesi… 

    Sizi de kendimi de kandırmak istemem.

    Haydi hayırlısı…

    Haydi Bizim Çocuklar…

    Haydi Türkiye…    

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.