|   | 
  • Cevahir Kadri

    Bayrama Doğru

    İnsanız, ferden ferda, bir dağ başında yalnız yaşamayı tercih edenlerimiz olsa da genellikle topluluklar hâlinde yaşayıp giden varlıklarız. İnsanız, iyiliklerimizden de kötülüklerimizden de bir başkasını kimi iyi yönde kimi kötü yönde etkilediğimiz bir gerçek. Bir de fıtratımız var, en azından fiillerimizi, tavır ve davranışlarımızı izah etmede bir yol olarak benimsediğimiz fıtratımız var. Herkesin gereğini yerine getirdiği fıtratımız!..

     

    Bayram kelimesine erdik ama bayrama erişemedik henüz. Bayrama erişebilen veya erişebilecek var mı? Elbette vardır, beş parmağın beşi bir değil.

     

    Kurban, yaklaşma, yakınlaşma demek ama bu hayat pahalılığında kurbana yaklaşabilenimiz ne kadar? Gazeteci-yazar Hüseyin Gökçe o paylaşımında yerden göğe haklı. Deneyim ve bilgi içeren o durum paylaşımı şöyle: “Bildiğim 60 yıllık dönemde ‘en az kurban alınıp satılan” bir yıl bu 2023.”

     

    Kolay mı, en az beş bin liradan başlıyor küçükbaş kurbanlıklar. Asgari ücretin ortalama üç bin lira artırılmış olması kurban alımına ne kadar katkı sunacak? O maaş bayram sonrası için geçerli olacak, çünkü bayram haziran sonunda, temmuzda değil…

     

    Ekonomik düzen altüst olunca insanların huzuru da altüst oluyor. Evet, para her şey değil, ama hiçbir şey de değil. Salt para ile saadet olmazsa da parasız saadet de olmaz. Her şey kendi ayarı ve miktarınca olacak ve olmalı!..

     

    Üstadımız Bayburtlu Zihni almış sazı eline neler söyler, bir dinleyelim bakalım: “Laleyi sümbülü gülü har almış/ Zevk u şavk ehlini ah u zar almış/ Süleyman tahtını sanki mar almış/ Gama tebdil olmuş ülfetin çağı” Dostluğun, muhabbetin, kardeşliğin, birlik ve beraberliğin yerini ferdiyetçilik, yandaşlık ve ötekileştirme almışsa bundan başka bir sonuç beklenebilir mi?

     

    Bayrama doğru yol aldığımız bir zamanda halkımız huzurlu ve mutlu mu? Görünüşe göre herkes mutlu, ferih fahur bir hayat sürüyor. Cadde ve sokaklar nitelikli markalı arabalarla dolu. AVM’ler ise tıklım tıklım, giyim mağazaları, marketler her yerde alabildiğine insan var… Her yerde alabildiğine insan var ama insanlar istediklerini alabiliyor mu? Buna evet dememiz çok zor. Halkın büyük çoğunluğu, çoktandır giyime para ayıramıyor.

     

    Ev sahipleri ile kiracıların arası çoktandır açık vaziyette. Devlet kendisinin uygulamadığı bir oranı ev kiraları için kanunlaştırdı ama o kanuna ne kadar uyulabiliyor? Ev sahipleri, giderlerinin çoğunu kiradan karşılama derdinde. Kirasını istediği oranda yükseltemediği veya yükselttiği kirasını gönül huzuru içerisinde alamadığı için huzursuz. Kiracıların çoğu asgari ücretli zaten, artan giderlerini karşılayamamaktan huzursuz.

     

    Dövizin, bir buçuk yıldır yükselmedeki istikrarının değişmemesi, ülkedeki yabancı yatırımcının ülkeyi terk etmiş olması, iç-dış ticarette dengesizliğin had safhaya ulaşması, gıda sektöründeki dövize bağlı olarak maliyetlerin artışı ve fiyatların yüksek oluşu, halkın en önemli gıda kaynağı olan ekmeğin zam üstüne zamla satılıyor, satılacak olması halkı tedirgin ediyor.

     

    Ülkedeki ekonomik sıkıntıların temel sebebi, gelir dağılımındaki eşitsizliğin had safhaya ulaşmış olması, hukuk ve adaletin ise olmamasıdır. Toplumu yöneten siyasi irade de biliyor ki bir toplumda hukuk ve adalet yoksa oraya dış yatırımcının demir atması söz konusu olamaz. Çünkü bugün tamam denilen bir duruma yarın hayır denebilir. Yazılı yasalar geçerli olmazsa, her şeyin kararı iki dudak arasından çıkacak söze bağlıysa, orada hukuk olmaz, hukukun olmadığı yerde yatırımcı olmaz, yatırımcı yoksa üretim olmaz, üretim olmayınca da ekonomi hiçbir zaman, asla düzlüğe çıkamaz.

     

    Hep ekonomi üzerinden gittik, diğer alanlarda her şey güllük gülistanlık mı? Her şey yolunda mı gidiyor diğer alanlarda? Elbette hayır.

     

    Yakın zamanda ülkemizde genel seçimler yapıldı. Seçim gününe kadar iktidarın kendine taraf olmayan muhalefet hakkında söyledikleri yenilir yutulur değildi. İnsan düşünmeden edemiyor; toplumun huzurunda birbirlerine demediklerini bırakmayan bu siyasiler, mecliste nasıl oluyor da bu kadar samimi pozlar verebiliyorlar diye! Hele ötekileştirme, terör ve ihanetlikle suçlama, … vb. tavırlardan sonra!.. İnsan bazen kendi içinde şu soruyu sormadan edemiyor: “Yükseklerde yaşanan bunca söz dalaşı ve fırtına yoksa hep salt bir tiyatro retoriğinden mi ibaret? Herkese verilen bir görev var da o görevi mi ifa ediyorlar?” İnsana bu ve buna benzer soruları sordurtan muhalefetin muhalefet gibi davranış sergileyememesi, muhalefeti gereğince yapamamış olmasıdır. Şu gerçeği de göz ardı etmiyorum: Yeni bir sistemi inşa edenler, elbette sadece iktidarı dizayn etmiyorlar, ana muhalefeti ve diğer muhalefeti de sistemin gereği gibi davranmaya ayarlı hâle getiriyorlar. Seçimde bir ve beraber görüntüsü veren muhalefet liderlerinin seçim sonrası açıklamaları her şeyi özetleyerek anlatıyor. Aslında muhalefet de mutsuz ve huzursuz(!).

     

    Aslında son yıllarda üst üstüne yaşanan, insanı derinden etkileyen bunca olay karşısında insanın gerçekten huzur duyabilmesi mümkün mü? Ülkede yaşanan nice dramlar, trajediler var. Hangimiz bunlardan haberdarız? Ülkeyi yönetenlerin ve onları maaşlı destekçilerinin böyle bir derdi olmayabilir. Derdi olmayanların söylemleriyle hayatı ve olayları değerlendirenlerin de o dramları görebilmeleri mümkün değil. Çünkü onlar olaylara insani ve hukuki açıdan değil, muktedir kör siyaset bakış açısından bakar. Öyle olunca haksızlıklar hak, dramlar, trajediler müstahak olarak görülür. Ama insan ve vicdan dürbünü ve gözüyle bakanlar için durum hiç de böyle değildir. Onlar, kendi canları yanmasa bile canları yanmış gibi acı duyar, huzursuz olurlar.

     

    Yıllar geçtikçe mülteci sorunu içinden çıkılamaz bir hâl almakta ve bu sorun günümüzde had safhaya ulaşmış bulunmaktadır. Bazı ülkeler, çoktandır mültecilerin geçici iskân yurdu olarak hizmet verme statüsünü üstlenmiş durumda. Bu, bugün değilse de yarın o ülkelerin başını ağrıtacaktır. Mültecilerin asıl yurtlarının iç işlerine emperyalist devletlerin müdahalesi ile o ülkelerde hayat cehenneme dönmüştür. Kalsa bir cehennem oradan çıkmaya yeltense başka bir cehennem… Evet, kalsa bir türlü cehennem gitse, istediği ülkeye kabul alıncaya kadar yaşanacak süreç ayrı bir cehennem. Haberlerde duyarız; bilmem Meriç’te, Ege’nin sularında şu kadar düzensiz göçmen yakalandı, botları alabora oldu, bilmem şu kadar can kaybı diye. Ama çok da gündemde kalmaz bu yaşananlar.

     

    Bunu yakın zamanda da gördük. Dünyanın gündemini, Titanik’in enkazını görmeye giden beşli milyarderi taşıyan mini denizaltıdan haber alınamaması ile eş zamanlı olarak “Yunanistan'ın Mora Yarımadası'nda mültecileri taşıyan bir teknenin 14 Haziran'da batması sonucunda en az 79 kişi hayatını kaybetti.” Ama onlar dünyanın, ülkelerin gündemine dahi girmedi…  Mülteciler sorunu halledilmeden insanlığın huzura ermesi mümkün değil. Çünkü bir insanın kurulu düzeni varken mülteciliği seçmesi öyle sıradan, basit bir mesele değildir. Orada ya siyasi baskı vardır, bundan dolayı orada yaşamak imkânsızdır veya ekonomik olarak yaşanabilir sağlıklı bir hayat yoktur orada.

     

    Günden güne gün olarak “bayram”a yaklaşıyoruz belki gün olarak da erişeceğiz ama bayramı huzurla yaşayabilecek miyiz? Bayramda nice yol gözleyenlerin yaşlı gözleri, buruk kalpleri bizi huzursuz etmeyecek mi? Bir kurbanlık alabilecek durumu olmayan nice çocuklu ailelerdeki çocukların boynu bükük bakışları yüreğimizi kanatmayacak mı? Annesiz veya babasız geçen bayramlar!..

     

    Dileyelim ki ülkemize hak hukuk gelsin. Hak hukuk ve adalet gelmeden ülkenin ekonomisi de düzlüğe çıkmaz. Ekonomisi düzlüğe çıkmayan ülkelerde de huzuru sadece bir avuç insan yaşar. Topyekûn olarak huzurlu ve mutlu olmak istiyorsak hak, hukuk ve adalet talebimiz olmalıdır. Adaletin olmadığı yerde uzun vadede hiçbir şey olmaz. Adalet mülkün temelidir sözünü iyi anlamak ve gereğini de bir an önce yapmak gerek.

    ***

    Not: Kurban Bayramınızı tebrik eder, sağlık, mutluluk ve esenlikler dilerim.

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.