Paulo Freire’nin “Ezilenlerin Pedagojisi” adlı eserini okuyorum bugünlerde. Dünün ezilenlerinin günün ezenlerine dönüştüğü bir dönemde tıpkı mevsimlerin birbirini takip etmesi gibi ezen ve ezilen kavramlarının da yer değiştirdiği bir zamanda bu başlıktaki bir kitap ilgimi çekti.
Kimdir bu kitabın yazarı? Freire ismine yabancı olanlarınız olabilir. 20. yüzyıl yeni eğitim anlayışının öncülerindendir. Freire, babasından "zeki ve çevresinde sevilen biri" olarak bahsederken; annesini "iyiliği isteyen dindar ve sabırlı biri" olarak anlatır. Buna bakıldığında Freire'nin düşünce yapısını etkileyen ilk ve önemli etkeninin aile yapısı olduğu görülebilmektedir. Freire'nin düşünce yapısı ve görüşleri; doğup büyüdüğü bölge, ailesinin ve eşinin fikirleri, sürgün yıllarıyla sürekli gelişmiş ve ilerlemiştir. Freire, ezenlerin karşısında, ezilenlerin ve yoksulların yanında olmayı ilke olarak benimsemiş özgürleşme-özgürleştirme mücadelecisidir. Kitabın daha ilk bölümünde, “insanlaşabilme” kavramı ile karşılaşıyorsunuz. Önce insan olabilmek üzerinde duruyor.
Nimrî Dede'nin
"İkilik kinini içimden atıp
Özde ben bir insan olmaya geldim
Taht kuralı ariflerin gönlünde
Sözde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim
Meğerse aşk imiş canın mayası
Ona mihrap olmuş kaşın arası
Hakkın işlediği kudret boyası
Yüzde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim" dediği gibi insan olmaya, yüce gönüllü olmaya, kapı aralıyor ilk bölümde.
"Gerçek yüce gönüllülük, sahte yardımseverliği besleyen nedenleri yok etme mücadelesinin ta kendisindedir. Sahte yardımseverlik, korku içindekileri, boyun eğdirilmişleri, "hayatın reddedilmişleri"ni, titrek ellerle avuç açmak zorunda bırakır. Gerçek yüce gönüllülük bu ellerin -ister bireylere ister halklara ait olsunlar- yardıma giderek daha az gerek duymasını, iş gören ve dünyayı dönüştüren insan elleri haline gelmesini sağlamaya çalışmaktan geçer."
Bir yerde diyalogla ilgili çok orijinal şeyler söyler.
"Diyalog alçakgönüllülükle var olur.
Ötekileri hep cahil olarak damgalıyorsam ve kendi cehaletimi hiç fark etmiyorsam nasıl diyalog kurabilirim"
Gökhan Bozkuş